Ana Sayfa » Cumhuriyet Gazetesi Cuma Kitapları » Avrupa ile Asya Arasındaki Adam: Gazi Mustafa Kemal – III : 04


AVRUPA İLE ASYA ARASINDAKİ ADAM: GAZİ MUSTAFA KEMAL – III

DAGOBERT VON MIKUSCH


İstanbul'un Türk çevreleri yorgun bir tevekküle kapılmışlardı. Kendine güven duygusu kaybolmuştu. Avrupa o kadar çok ve o kadar uzun zaman “hasta adam” lafı etmişti ki, sonunda buna inanılmış ve tüm umutlar yitirilmişti. Kaçınılmaz sona boyun eğmek, alın yazısının yargısını tevekkülle kabul etmek zorunda kalındı. Buna karşı çıkmak çılgınlık olurdu, üstelik durumu daha da kötüleşirdi. Şimdi söz konusu olan sadece ülkenin durumu daha da kötüleştirirdi. Şimdi söz konusu olan sadece ülkenin varlığını sürdürebilmesi, ne şekilde olursa olsun yaşaması isteniyordu, yeter ki ortaya konacak koşullar kabul edilebilir şeyler olsun.
Mustafa Kemal İstanbul'a döndüğünde böylesine bir havanın ortalığı kaplamış olduğunu gördü. Mareşal İzzet Paşa bile cesaretini yitirmiş, hükümetin yönetiminden vazgeçmişti. Mustafa Kemal kendisini ziyaret edip istifasının nedenlerini öğrendi. Padişah, sadrazama, üç sorumluyu, Talât, Enver ve Cemal'i derhal tutuklatmadığı, hatta anlaşıldığına göre Alman gemileriyle kaçmalarını kolaylaştırdığı için öfkelenmişti. Vahdettin nefret ettiği bu üç hasmının mahkeme edilip asılmalarını istemişti; böyle davranmakla galiplere yaranmayı amaçlıyordu; oysa müttefikler mütareke imzalandığında -o günlerin modasına aykırı olarak- savaş suçlularının teslimi isteğinde bulunmamışlardı.
Padişah, İzzet Paşa'yla bir anlaşmazlığa düşmeyi istiyordu, çok geçmeden de bu fırsatı yakalamıştı; özsaygısı incitilen paşa istifa etmiş ve sadrazamlığa seksen yaşındaki Tevfik Paşa getirilmişti. Yeni sadrazam Abdülhamit döneminden kalma bir yöneticiydi, son olarak Londra büyükelçiliği görevinde bulunmuş ve bu sırada İngiltere'nin sempatisini kazanmıştı. Kurduğu yeni hükümetin, anayasa uyarınca meclisten güvenoyu alması gerekiyordu.
O günlerde Mustafa Kemal yasal yollardan dizginleri eline almayı umuyordu. Partiler dışı, enerjik kimselerden millî bir kabine plânladı. İzzet Paşa'yı yeniden sadrazamlığı kabule razı etti. Arzu edilen kişilerin hangi bakanlıklara getirileceğini gösterip bir histe hazırlandı; hiç kuşkusuz bu çalışmada yönlendirici kişi Mustafa Kemal'di.
Şimdi her iş parlamentoya kalmıştı. Tevfik Paşa'nın güvenoyu alması engellenmeliydi. Böylece padişah halk temsilcilerinin iradesine boyun eğdirilmiş olacaktı. Mustafa Kemal bu kararı vermek üzere toplanmış meclise koştu. Çoğunluğa sahip İttihatçılar arasında dostları vardı; Enver'in düşmesinden sonra bu dostlar eskisine oranla çok artmıştı, bunlardan biri de büyük nüfuza sahip Fethi Bey'di. Başlangıç için partiden yararlanabilirdi; dizginler ele alındı mı, partiye gerek kalmazdı. Fethi Bey partili milletvekillerinin bir kısmını toplantıya çağırdı; görüşme bir yan odada yapıldı General görüşlerini orada etkili biçimde açıkladı. Milletvekilleri güvenoyu verilmemesi durumunda, bunun meclisin dağıtılması sonucu vermesinden korkuyorlardı. Daha iyi ya diye Mustafa Kemal buna karşı çıktı, bu durumda zaman kazanılır ve arzu edilen hükümetin kuruluması için ortam hazırlanırdı. Toplantıya katılanların çoğunluğu bu cesur plânı benimsemiş görünüyordu, bu şekilde komiteye de eski etkinliği kazandırılabilecekti. Genel eğilim Mustafa Kemal'in istediği doğrultuda belirlenmişti. Henüz görüşmeleri devam ederken oylama için toplantı zili çaldı ve milletvekilleri salona çağrıldı.
Mustafa Kemal balkona geçip beklemeye koyuldu. Güvenoyu konusu gündeme geldi. Oylama yapıldı. Başkan sonucu açıkladı: Tevfik Paşa hükümeti büyük çoğunlukla güvenoyu almıştı. İttihatçılar içgüdüsel şekilde genç generalin, tıpkı Enver gibi çok geçmeden tüm iktidarı ellerinden alacağını hissetmiş olmalıydılar.
Milletvekilleri onun yolunu tıkamışlardı; bu durumda önünde ancak son bir olanak vardı. Parlamento binasını terk etti. Eve gelir gelmez, telefonla hemen sarayı aradı ve padişahla çok acele bir görüşme dileğinde bulundu. Bu başvuru kendisine bildirildiğinde Vahdettin herhalde gülümsemiş olmalıdır. Demek bu adam tekrar ona dönüyordu, kendi oyununda onu kullanabilirdi, bir zafer olurdu bu daha çok, görüşmenin ilk selâmlık resminde yapılmasını kararlaştırdı; böylece generali tören sırasında hazır bulunmakla, padişaha bağlılığını göstermeye zorlamış, aynı zamanda kendisini özel surette kabul ettiğini de herkese duyurmuş olacaktı.
«   01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   ...    56   »