Ana Sayfa » Cumhuriyet Gazetesi Cuma Kitapları » Avrupa ile Asya Arasındaki Adam: Gazi Mustafa Kemal – III : 10


AVRUPA İLE ASYA ARASINDAKİ ADAM: GAZİ MUSTAFA KEMAL – III

DAGOBERT VON MIKUSCH


Nasıl istesin, Mustafa Kemal tehlikeli görülüp, pek yakında Malta adasına, toplama kampına gönderilecekler listesinde bulunuyordu. Damat Ferit, generale kefil olup, sonunda yüksek komiseri kararından caydırmayı başardı. Ayrıca Mustafa Kemal'i müttefiklere, Enver'in politikasına sürekli karşı çıkmış ve Almanya'nın hasmı olarak tanınan biri diye özellikle tavsiye etti. Mustafa Kemal aldığı yazılı buyrukta, yetki genişletilmesi doğrultusunda değişiklikler yaptırdı, bu şekilde eline hiçbir şüphe uyandırmadan dilediği gibi yararlanabileceği bir silâh geçiriyordu. Hazırlanan yönergeyi sadrazam uzun uzadıya incelemeden imzaladı, harbiye nazırı baştan biraz duraksadıysa da, sonra da o altına mührünü bastı. Böylece Mustafa Kemal, padişahlık hükümetinin güvenilir adamı ve işgal kuvvetlerinin resmî görevlisi sıfatıyla Anadolu'ya gidiyordu. Ordu müfettişliği görevinin dışında, ayrıca doğu illerinin genel valiliği yetkilerini de almıştı.
Türk Genelkurmay Başkanı Cevat Paşa'yla aralarında değişik bir gizli şifre kararlaştırdılar, böylece kontrol edilmeksizin İstanbul'la doğrudan haberleşmeyi sağlayacaktı. Karargâh kurmayı olarak çok güvendiği beş subay seçti ve 16 Mayıs 1919'da küçük “Panderma” (Bandırma) vapuruyla Karadeniz'i aşıp Samsun'a ulaşmak üzere başkenti terk etti.
Yola çıkmak üzereyken, İstanbul'da karar değişikliği oldu. Yeni alınan haberlere dayanılarak güya Mustafa Kemal'in atanışının bir hata olduğu anlaşılmıştı ve kendisinin mutlaka alıkonulması isteniyordu. Bu darbenin İngiliz yüksek komiserinden mi, yoksa Türk hükümetinden mi geldiği tam olarak anlaşılamamıştır. Bununla birlikte kontrol merkezlerine, Mustafa Kemal'in durdurulup geri gönderilmesine ilişkin bir emir verilmişti. Fakat anlaşılan işgal kuvvetleri arasındaki çekememezlikler sonucu emrin uygulanmasında duraksamaya düşülmüştü. İşte bu birkaç saatlik boşluktur ki, Mustafa Kemal'in tehlikeden sıyrılmasına yetti.
***
Paris'te sadece Almanya'ya dikte ettirilecek barış antlaşmasıyla uğraşıldığından, Yakındoğu sorunları şimdilik askıda bırakılmıştı. Türkiye'nin geleceği nasıl olsa elde birdi; güçten düşmüş ülke, yazgıcı ağırkanlılığıyla boynunu bükmüş, kendisi için belirlenecek sonu bekler görünüyordu. Onun için de bu taraftan ciddi bir tehlike söz konusu değildi.
Bu bakımdan doğudaki ganimete ilişkin çeşitli ve çoğunlukla birbirine ters düşen isteklerde bir uzlaşma sağlama işine daha sonra rahatça girişilebilirdi. Bunu gerçekleştirmek kuşkusuz hiç de kolay olmayacak ve çok zaman alacaktı. İngiltere kendi payını garantiye almış, Arabistan'ı ele geçirmekle Mısır'dan Hindistan'a köprü kurmuştu. Fransa'yla uzlaşamadığı birkaç konu vardı; Fransa'nın gözü Suriye'deydi, ama zorlanırsa Arabistan'la Anadolu arasındaki sınır ili, zengin ve verimli Kilikya'yla yetinmeye de pekâlâ razı edilirdi. Fransızların bakışları Ren bölgesine çevrili tutulduğu sürece nasıl olsa bir anlaşmaya varılırdı.
Daha büyük zorluk İtalyanlarla anlaşma sağlamaktaydı. Saflarına geç katılmış bu müttefiki, savaşa sokmak gayretiyle biraz büyükçe lokmalar vaat edilmişti; ancak şimdi bunların yerine getirilecek gibi şeyler olmadığı görülüyordu.
26 Nisan 1915'te Londra'da yapılan gizli pazarlıkta, İtalya'ya savaşa girmesinin ödülü olarak Antalya iliyle buna komşu bütün Akdeniz bölgesi vaat edilmişti. Eskiçağın Pamfilyası olan Antalya ili, Küçük Asya'nın güney kıyısındaydı.
Bir yıl sonra İngiltere, Fransa ve Rusya yaptıkları Sykes-Picot sözleşmesinde, Osmanlı İmparatorluğu'nun bölüşülmesi konusunda tam bir görüş birliğine varmışlardı. (Bu sözleşme daha sonra Türkiye'yle yapılacak barışın esasını oluşturmuştur.) Ancak bu antlaşma İtalya'dan saklı tutuldu. Fakat İtalyanlar yine de bunu öğrendiler ve isteklerinin kesinkes saptanmasını istediler.
«   01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   ...    56   »