Ana Sayfa » Cumhuriyet Gazetesi Cuma Kitapları » Çankaya – I : 20
Mustafa Kemal arkadaşının ayağında çizme pantolonu, fakat altında çizme değil de adî pabuç görür. Kıyafet, düzen ve temizliğinde pek titizdir. Bunun sebebini sorar. Arkadaşı:
- Başka pantolonum kalmadı, der.
Bu, çalmayan subaydır.
Dükkânın içinden nalınlı bir adam, kendilerini kepengin önüne koyduğu iskemlelerde biraz oturmağa davet etti. Türkçe konuşuyordu. Mustafa Kemal merak edip dükkâna girince masanın üstünde Fransızca sosyoloji, felsefe ve tıp kitapları görür. Biraz sonra anlaşılır ki tüccar tıp okulunda hürriyetçilik telkinleri yaptığı için Şam'a sürülmüştür.
Bir gece Mustafa Kemal üç arkadaşı ile bu tüccarın (Cumhuriyet Millet Meclislerinde uzun müddet bulunan Çorum Milletvekili Mustafa Cantekin) evine giderler. Şam'ın çıkmaz karanlık bir sokağı. Tüccar konuşma arasında:
- İhtilâl yapmalı… İnkılâp yapmalı… diyordu.
Biraz sonra daha da açılmış: “Ben tıbbiyenin son sınıfında bu ülkü peşinde olduğum için hapiste yattım, buraya sürüldüm. Çok değerli arkadaşlarımız vardır. İnkılâp yapmalıyız.”
Hepsi inkılâp uğruna ölmekten söz ederken Mustafa Kemal:
- Mesele ölmekte değil, ölmeden idealimizi gerçekleştirmektedir, diyordu.
Cemiyetin bir kolu Beyrut'ta açılmıştı. Arkadaşlar her gittikleri yerde cemiyetin gelişmesini sağlayacaklardı. En fazla önem verdiği Makedonya idi.
* * *
Şam Mustafa Kemal'in askerlik hayatı üzerinde de etkili olmuştur. Görevi süvari alayında eğitimle uğraşmaktı. Komutan “alaylı” denen, okul görmemiş subaylıktan yetişme idi. Mesleğine pek düşkün olduğu için Mustafa Kemal kendini iyice görevine verdi. Kıtasının eğitiminde kazandığı başarı ile Şam'da bulunan küçük büyük rütbeli askerler arasında tanındı.
Havran, Suriye vilâyetinin bir sancağı idi. Bu sancaktaki Dürzîler sık sık devlete karşı ayaklanırlardı. Yüzbaşı Mustafa Kemal de arkadaşları ile birlikte bastırma hareketlerine katılarak ilk “ateş vaftizini” geçirmiş olacaktı. Onun için amaç “çalışmak”, “başarmak”tı. Hâlbuki bu ayaklanmalar birtakım kimseler için soygun fırsatı sayılıyordu. Yüzbaşı Mustafa Kemal anlamıştı ki Havran'da sık sık mesele çıkmasını isteyenler ve hazırlayanlar bu vurgunculardır. Bir gün oraya gene kuvvet gönderileceğini haber aldı. İki odalı basit bir evde oturan Mustafa Kemal'e arkadaşı gelerek:
- Haberin var mı? Gitmek üzere… demişti.
- Kim, nereye?
- Bizim staj yaptığımız alay Havran'a…
Yüzbaşı Mustafa Kemal atına bindi, önce staj yaptığı 30 uncu süvari alayı komutanının yanına gitti:
- Alayım emir aldığı için Havran'a gidecekmiş. Bu alayda ben bir bölük komutanıyım. Ben de beraber gitmeli değil miyim? diye sordu.
- Siz staj yapıyorsunuz. Bölüğünüzün asıl komutanı başkasıdır. Hem siz kurmaysınız. Böyle işlere gelemezsiniz. Onun için rahat kalırsınız, diye düşündüm. Maaşınızı gene alacaksınız.
« 01 ... 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 ... 62 »