Ana Sayfa » Cumhuriyet Gazetesi Cuma Kitapları » Çankaya – II : 21
Mustafa Kemal'in 7.11.1918 tarihli cevabında şöyle denilmektedir: “İskenderun'a çıkacaklara ateşle karşı konulması hakkındaki emrimin maddesi şudur: İngilizlerin muhtelif bahanelerle yedinci ordu kıt'alarını müşkül vaziyete sokmak istediklerini anlıyorum. Buna meydan vermemek üzere Üçüncü Kolordu İskenderun'a kuvvet çıkarılmasını, Yirminci Kolordu için beşinci maddede zikrolunan harekât nihayet buluncaya kadar icap ederse ateşle men edecektir. Bu harekât nihayet bulmuş olduğundan silâh kullanma hakkındaki emrin de tatbik edilmesine lüzum kalmamıştır.”
Telgrafta Mustafa Kemal siyasî teşebbüslerde bulunulduğu fıkrası ile hemen hemen alay eder: “Mazhar-ı eltaf-ı süphâniyye olmanızı tazarru ederim” der. Karargâhtaki görevine devam etmesi fıkrasına da, şu kâhince cevabı verir: “Cephedeki hareketlerin tarafımdan ifasında izhar buyurulan emniyetin samimiyetine şüphe etmem. Bu samimiyet ve teveccühe itimadımın derecesi, memleketin kurtulması için uhde-i âcizaneme muhavvel vazifelerin tatbik-i filiyatında sübut bulacaktır.” Devletin durumu hakkındaki ihtarları aynı telgrafta şöyle karşılamıştır: “Bugünkü vaziyetin nezaketini bütün mahiyeti ile takdir edebileceğimde tereddüt etmeniz kadar beni müteessir edecek bir şey olamaz. Vazife yaparken yalnız memleket selâmetini hedef edinen icraatımın ve bunun lüzum gösterdiği ricalarımın su-i telâkkiye uğramamasını rica ederim.”
Mustafa Kemal'in sezindiği tehlikelerde nasıl doğru gördüğü hemen meydana çıkmıştır. 8.11.1918 tarihli bir telgrafı ile İzzet Paşa şunları bildirmektedir: “Bugün Britanya hükûmeti tarafından aldığı emir üzerine Visamiral Galtrop İskenderun şehrini, General Allenby tarafından bildirilecek müddet içinde teslimini talep etmiş ve kabul olunmazsa generalin şehri cebren işgal edeceğini bildirmiştir. Bu bapta mütarekenamenin yedinci, onuncu, on birinci maddelerine göre şehrin teslim teklifine hakkı ve selâhiyeti olduğu ve harbe devam etmekten mutlak surette âciz bulunduğumuza göre güç hâl ile akdettiğimiz mütarekenin İskenderun şehri için feshedilebileceği, onun için teklifin kabul edilmesi zarurî olduğu ilâve edilmektedir.”
Telgrafta Mustafa Kemal'i sinirlendiren bir fıkra şudur: “İskenderun limanından ve Halep şosesinden istifade edebilecekleri teklif edilmiş iken böyle 'dehşetli' bir cevap karşısında kalmaklığımıza da İtilâf devletlerinin ilk müracaatlarına tarafınızdan sert ve soğuk cevap almalarının da 'dahl-i küllisi' olduğu 'kaviyyen mehluz' olduğundan 'ibraz-i fütur' etmemek şartı ile bu aczimizin dikkatte bulundurulması lâzımdır.”
Mustafa Kemal'in sadrazama mütareke defterindeki son şahsî cevabı şu olmuştur: “İskenderun limanından ve Halep şosesinden istifade etmeleri hakkında İtilâf devletlerinin ilk müracaatlarına tarafımızdan sert ve soğuk cevap verilmiş olduğu telâkkisinin sebebi anlaşılmamıştır. Bilâkis oradaki kumandanımızın İngilizlere cevapları çok nazikâne olmuştur. İngilizlerin 'dehşetli' bulduğunuz en son müracaatlarının sebeplerini başka yerde aramak lâzımdır ve tedricen bütün memleketimizi istilâ etmeğe kadar varacak olan böyle 'dehşetli' müracaatların tekrarlanacağına şüphe olmadığından, asıl sebeplerin muhakeme edilmesi lüzumunu arz etmeği vazife addederim. İngilizlerle akdolunan mütarekenin imza altındaki şekli devletin sıyanet ve selâmetini muhafaza eder mahiyette değildir. Bu mütareke maddelerinin, müphem ve şümullü medlûllerini bir an evvel tespit etmek lâzımdır. Yoksa İngilizlerin tekliflerine bugüne kadar olduğu gibi mukabele edilmekte devam olunursa, şimdi Kilis - Payas hattına kadar olan araziyi isteyen İngilizlerin yarın Toros'a kadar olan Kilikya mıntakasını ve daha sonra Konya - İzmir hattının işgali gibi tekliflerin birbirini takip edeceği ve ordumuzun kendileri tarafından sevk ve idare, hatta vükelâmızın Britanya hükûmeti tarafından intihap edilmesi gibi teklifler karşısında kalmaklığımız ihtimalden uzak değildir. Aczimiz ve zaafımız derecesini pek iyi bilirim. Bununla beraber devletin yapmağa mecbur olduğu fedakârlığın derecesini de tayin ve tahdit etmek lâzım geleceği kanaatini muhafaza ederim. Yoksa Almanya ile ittifak hâlinde sonuna kadar harbe devam edilerek büsbütün bozguna uğradığımıza göre, İngilizlerin elde etmek istediklerini onlara kendi yardımımızla bahşetmek, tarihte Osmanlılık için, bilhassa bugünkü hükûmet için pek kara bir sayfa
« 01 ... 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 ... 71 »