Ana Sayfa » Cumhuriyet Gazetesi Cuma Kitapları » Çankaya – III : 01


ÇANKAYA - III

FALİH RIFKI ATAY


Nurer Uğurlu başkanlığında bir kurul tarafından hazırlanmıştır.
Dizgi - Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.
Baskı: Çağdaş Matbaacılık ve Yayıncılık Ltd. Şti.
Kasım 1999


GERİLLA DEVRİ

KuruluÅŸ

Önsöz

Anadolu'da yeni bir Türk devletinin temeli 23 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi açıldığı gün atılmıştır. Mustafa Kemal bu Meclis Başkanı seçildiği gün, gerçekte, yeni Türk devletinin ilk başkanı olmuştur.
23 Nisan 1921'den 13 Eylül 1921'de Sakarya zaferi kazanılıncaya kadar bu devir büyük ve tehlikeli krizler içinde geçmiştir. Mustafa Kemal'in eşsiz liderlik nitelikleri asıl bu krizler sırasında kendini gösterir.
Gerilla devri 1920 sonlarında kuzey ve güneybatı cephesi komutanlıkları Genelkurmay Başkanı İsmet Bey'le Dahiliye Vekili Refet Bey'e (Bele) verilerek nizamlı ordu devri başlayıncaya kadar sürer. Kara günler üstüne Sakarya zaferi ışık tutuncaya kadar on altı aydan fazla geçecektir.

Ortam

Birinci Dünya Savaşının sonunda Anadolu anarşi içinde idi. Seferberliğin daha ikinci yılında asker kaçakları irili ufaklı çeteler kurmuşlardı. Halk ordudan da hükûmetten de türlü çetelerden de bezgindi. O yılları yedinci ordu komutanlığından çekildiği vakit Başkomutanlığa verdiği ve kopyasını Sadrazam Talât Paşa'ya yolladığı raporda Mustafa Kemal açıkça anlatmıştır. Halk, içinden, devlete karşı idi. Savaştan hiçbir şey beklediği yoktu.
Bir örnek vermek istiyoruz. Çanakkale'de düşman boğazı zorlarken arkalarda Laz Mehmet, Arnavut İzzet ve asker kaçağı çeteleri yolları tutmakta, köyleri basmaktadır. Biga'nın Kayapınar köyünden Kara Hasan'ın da otuz kişilik bir çetesi vardır. Parası olduğu söylenen kasabalı veya köy ağasına haber gönderir veya çocuğunu dağa kaldırır. Haraç başlıca gelir kaynağı. 1916 Kasım ayında hükûmet kaçakları affetmekten başka çare bulamaz. Kara Hasan da altmış kişilik çetesi ile Biga'ya gelip silâhları kendilerinde kalmak şartıyla teslim olmuştur. Çeteden kimse köyüne dönemez. Arada kan vardır. Hak ve öç vardır. Kara Hasan yirmi odalı Piti hanını kira ile tutarak çetesini yerleştirir. İçlerinden kimse okuyup yazma bilmediği için belinde fişekliği omzunda tüfeği ile okuryazar bir celep de aralarına girer. Geçinmek lâzım. Kara Hasan alacak verecek, evlenme boşanma gibi işlere bakmakla kendi kendini görevlendirir. Han bir karargâhtır. Kimin kimden alacağı varsa ona gelir. Borçlu ya öder veya kefil gösterir yahut hanın mahzenine hapsolup dayandığı kadar cop yer. Ölenler de olmuştur. Alınan paranın yarısı Kara Hasan'ın. Bir kızı gözüne kestiren Kara Hasan'a başvurur. Kocası ile geçinemeyen kadın, damadını istemeyen kaynata hanın kapısındadır. Mahkeme dosyaları çete karargâhına aktarılmıştır. Mal mülk anlaşmazlıkları önce handa, sonra tapuda çözülür. Resmî makamlar ileri gitmemesini diledikleri vakit de:
- Ben bu kadar adamı ne ile besleyeceğim öyleyse? Masraflarımı siz mi vereceksiniz? der.
«   01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   ...    67   »