Ana Sayfa » Cumhuriyet Gazetesi Cuma Kitapları » Çankaya – IV : 01


ÇANKAYA - IV

FALİH RIFKI ATAY


Nurer Uğurlu başkanlığında bir kurul tarafından hazırlanmıştır.
Dizgi - Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.
Baskı: Çağdaş Matbaacılık ve Yayıncılık Ltd. Şti.
Kasım 1999


YENİ DEVİR

Ankara'da İlk Günler

- 1 -

Saltanatı kaldırmak, Osmanlı devrine son vermekti. Eski devlet, artık bir geçmiş zaman hatırası idi.
1922 sonunda yeni bir devrin eşiğindeyiz. Fakat bu yeni devir, henüz Mustafa Kemal'in bir sırrıdır. Cumhuriyet kelimesi, 1923 Nisanında ilân olunan Halk Fırkası umdeleri arasında bile yoktur. Bağlı olduğu limandan ayrılmış bir geminin içindeyiz. Enginlere doğru uzaklaşıyoruz. Fakat nereye varmak için? Bunu yalnız kaptan köprüsündeki adam biliyor. Halk yolcuları şevk içinde türkü çağırmaktadırlar. Onların içinde tek bir şey var: Bu adama inanmak! Bu adam onlar için kader gibi bir şey…
Fakat halife İstanbul'dadır. Ne o, ne de Mustafa Kemal'in Büyük Millet Meclisindeki muhalifleri ve bu muhaliflerle yeni işbirliği eden saltanatçı ve şeriatçı gazeteciler, Tanzimatçı veya medreseciler, bir esrarlar âlemine doğru bu gidişten hoşnut değildirler.
Dostum rahmetli Namık İsmail, son Halife Abdülmecid Efendi de resim meraklısı olduğu için, ara sıra veliaht köşküne devam ederdi. Halife seçildikten sonra saraya gitmiş. Mecid Efendi kendisini kabul etmiş:
- Bütün şehzadeliğimi bu halka iyi bir padişah olmak için neler yapacağımı düşünerek geçirmiştim. Bu düşüncelerimi bir deftere yazmıştım. Hepsini yaktım… demiş.
Biz Mustafa Kemal ile İzmit'te buluştuğumuz vakit telâşlıca bir gün geçirmiştik. Meclisteki hocalar “Hilâfet-i İslâmiye ve Büyük Millet Meclisi” isimli bir risale neşretmişlerdi. Bu risalede “Meclis halifenin ve halife meclisindir” deniyordu. Tasvir-i Efkâr sahibi Velid Ebüzziya da toplantıda:
- Yeni hükûmetin dini olacak mı? diye sormuştu.
- Dini var efendim, fakat İslâmda fikir hürriyeti de vardır.
- Hayır, anlamak istiyoruz. Hükûmet bir din ile tedeyyün edecek mi?
Şimdi başka türlü ikiye ayrılmıştık. Artık bir tarafta hainler ve saraycılar, bir yanda milliyetçiler ve istiklâlciler yoktu. Ayrılık bu sonuncular arasında idi. İstiklâlci Mustafa Kemal, saltanatı kaldırdığı günden beri, eski müesseseleri ve nizamları nereye kadar ve nasıl değiştireceği bilinmeyen bir ihtilâlci idi. Tanzimat'tan beri her ıslahat hareketinde karşı karşıya gelenler, yine karşı karşıya idiler. Bu ayrılış daha da derindir. Çünkü ihtilâlcinin karşısında basit bir gericilik ayaklanışı yoktur. Saltanat geleneklerine bağlı Osmanlı Tanzimatçıları da onlarla beraberdirler.
Vakitsiz ve ihtiyatsız bir adım, Mustafa Kemal'i pek güç bir duruma sokabilir. Ama büyük stratej, bu güç durumları, fırsat buldukça muhalifleri için yaratacaktır. Muhalifleri de ona fırsat vermekte hiç hasis değildirler. Nitekim o günlerde seçim kanununda bir değişiklik teklif etmişlerdir.
«   01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   ...    79   »