Ana Sayfa » Yolculamak » Apartman - I : 02
Bu arada, ikinci evliliğini de yapıp özel yaşamını düzene koydu. 1870'te Alexandrine Meley ile yaptığı ilk evliliğinden çocuğu olmayınca, uzun süre arkadaşlık ettiği Jeanne Rozerot ile evlenmiş ve bu evlilikten iki çocuğu olmuştur.
Zola daha sonra başka roman dizileri de denedi, fakat hiçbiri Rougon-Macquart dizisi kadar başarılı olamadı.
Zola ve eşi 29 Eylül 1902'de evlerindeki şömineden sızan dumandan uykuda zehirlendiler. Yardım gelebildiğinde Zola ölmüş, karısı kurtulabilmişti. Cenazesi devlet töreniyle kaldırılıp Pantheone'a gömüldü.
Fransız ordusunda görevli Albert Dreyfus adındaki genç bir subay Almanya hesabına casusluk ettiği iddiasıyla vatana ihanet suçundan yargılanmış ve 1894 yılında ömür boyu hapse mahkûm edilmişti. Ancak, bu davada kanıtların yeterli olmadığı ve kararda Dreyfus'ün Yahudi asıllı olmasının etkili olduğu kısa sürede anlaşılmıştı. Fransız basınında başlayan ve 12 yıl süren bu tartışma dönemin toplumsal ve siyasal yapısında derin izler bırakmıştır.
Dreyfus'un suçsuz olduğuna inanan Zola 13 Ocak 1898 tarihli L'Aurore gazetesinin ilk sayfasını tümüyle kaplayan ve ünlü J'Accuse! (Suçluyorum!) sözleriyle başlayan bir açık mektup yayınladı. Bu yazı üzerine, orduya hakaret suçuyla yargılandı ve mahkûm edildi. Zola yargıtay kararını beklemeden İngiltere'ye kaçtı. Daha sonraki gelişmeler sonucu, Dreyfus kararı bozuldu ve Zola Fransa'ya geri döndü.
Geçtiğimiz yıl (1998) Zola'nın anısına J'Accuse! mektubunun dev bir kopyasının bez afişi Paris alanlarında sergilendi.
Apartman (Pot-Bouille) adlı roman 20 ciltlik Rougon-Macquart Ailesi dizisinin 10. kitabıdır. Bu çeviriyle Türkçede ilk kez yayınlanmaktadır.
Zola dizide daha önce yayınladığı L'Assomoir (Türkçe'ye Sen Bir Melektin adıyla çevrilen) romanında alkolik bir işçi ve ailesinin yaşadığı yoksulluğu anlatarak endüstri devrimini suçlamıştı. Kendi sözleriyle “Şimdi kentsoylu sınıfıyla hesaplaşma zamanı geldi”, diyerek yazmaya başladığı Apartman (Pot-Bouille) adlı romanında, o yıllarda yeni başlayan apartman yaşamı ortamında, saygın kentsoyluların kirli çamaşırlarını ortaya dökmektedir. Roman yayınlandığı andan başlayarak tartışmalar yaratmış, aşağılama ve müstehcenlik suçlamalarıyla birçok hukuk davasına yol açmıştır. Zola'nın en sürükleyici romanlarından biridir.
Bekir Karaoğlu
Octave'ı getiren üç sandık yüklü at arabası sokağın başında durdu. Kasım ayının karanlık öğleden sonrasında havanın soğuk olmasına aldırmayan genç adam camlardan birini açıp dışarı baktı. İç içe geçmiş sokaklarda insanların kaynadığı bu kalabalık mahallede birden kararan güne şaşırmıştı. Depreşen atlarına söven arabacılar, kaldırımlarda birbirine çarparak geçen insanlar, mağazalardan akan tezgâhtar ve müşteriler onu şaşırtıyordu; çünkü her ne kadar Paris'in daha temiz olmasını umuyorsa da bu koşuşturmacayı beklemiyor, buranın gözüpek adamların iştahına açık bir kent olduğunu duyumsuyordu.
« 01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 ... 58 »