Ana Sayfa » Yolculamak » Apartman - I : 11
Delice bir gülüş Angele'in yüzünde bir an görünüp kayboldu. Madam Campardon başını sallamakla yetindi; sonra, Lisa tatlı getirmeye gittiğinde onu övdü: Çok akıllı, çalışkan, başının çaresine bakmasını bilen bir Paris kızı. Örneğin, aşçı kız Victoire olmasa da olurdu, çünkü pasaklıydı; ama yaşlı olduğu ve kayınbabasının evinden geldiği için onu tutuyorlardı. Sonra, hizmetçi kız elinde elma tabağıyla gelirken Madam Campardon Octave'ın kulağına eğildi:
- Çok namusludur; henüz bir ayıbını görmedim. Ayda bir kez uzakta oturan teyzesini görmek için izin alır.
Octave Lisa'ya bakıyordu. Sinirli, tahta göğüslü ve göz kapakları morarmış olan bu kız anlaşılan teyzesinin evinde iyi bayram ediyor olmalıydı. Ayrıca, Octave annenin eğitim konusundaki görüşlerine katılıyordu: bir genç kızın yetişmesi ağır bir sorumluluktu, sokağın soluğundan bile uzak tutmalıydı. Bu arada Angele, tabak değiştirmek için yanında eğilen Lisa'nın her defasında bacaklarını çimdikliyordu. İkisi de göz kırpmadan bu oyunu sürdürüyorlardı.
- Bence insan kendi gözünde iffetli olmalı, diyordu mimar. Ben bir sanatçıyım, başkalarının düşüncesine aldırmam.
Yemekten sonra gece yarısına kadar salonda oturuldu. Madam Campardon yorgun görünüyordu; yavaş yavaş kanepeye uzanıp kendinden geçer gibi oluyordu.
- Rahatsız mısın, tatlım? diye sordu kocası.
- Hayır, dedi kadın yarım bir sesle. Her zamanki ağrım.
Sonra kocasına bakıp yavaşça sordu:
- Onu gördün mü mağazada?
- Evet… Bana seni sordu.
Rose'un gözlerinde birkaç damla yaş vardı:
- Nasıl olsa o sağlıklı, tabii.
- Hadi, hadi, diye onu saçlarından öptü mimar; yalnız olmadıklarını unutmuştu. Yine kendine zarar vereceksin. Benim yine de seni sevdiğimi bilmiyor musun, tatlım?
Octave bu yakınlığa katılmamak için pencereye gitmişti; camda Madam Campardon'un yansıyan yüzünü inceliyordu; bu kadın acaba durumu biliyor muydu?
Sonra Octave onlara iyi geceler dileyip çıktı. Elindeki kandille merdivenleri tırmanmak üzereyken bir giysi hışırtısı işitti. Kibarlık gösterip yana çekildi. Dördüncü kattaki Madam Josserand ve iki kızı bir çağrıdan dönüyor olmalıydılar. Yanından geçerlerken şişman ve gösterişli anne onun yüzüne dikkatle baktı. Büyük kız yanından ürkekçe uzaklaşırken, küçüğü şaşkın bir gülüşle ona bakıyordu. Küçük yüzü, beyaz teni ve sarıya çalan kahverengi saçlarıyla güzel bir kızdı bu. Hareketleri genç bir gelin gibi kıvrak, tavırları özgürceydi. Giysilerin etekleri sonunda gözden kayboldu ve kapıları kapandı. Octave bir süre bu neşeli gözleri düşündü.
Sonra merdivenleri çıktı. Maun kapılar ardında iffetli yatak odalarında uyuyan namuslu ailelerin sessizliği, bir gaz lambasının aydınlattığı bu merdivenlere şimdi daha bir saygınlık veriyordu. O ara bir gürültü duyup eğildi: Kapıcı Mösyö Gourd son gaz lambasını da söndürmek üzereydi. Ve sonra ev karanlığa gömüldü.
« 01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 ... 58 »