Ana Sayfa » Yolculamak » Apartman - I : 26


APARTMAN - I

ÉMILE FRANÇOIS ZOLA

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 80


Ama bir felaket oldu. Kapı zili yeniden öttü ve bir adam içeri girdi. Madam Josserand “Ah! doktor” diye sızlandı. Doktor Juillerat eliyle özür dileyen bir işaret yapıp geride dikildi. Bu sırada Berthe zor bir bölüme başlamıştı. Ah! nefis! sözcükleri salonda yayıldı. Oysa kardeşinin yanında sayfaları çeviren Hortense müziği dinlemiyordu, kulağı kapı zilindeydi. Doktorun girdiğini görünce o kadar düş kırıklığına uğradı ki elindeki sayfa yırtıldı. Berthe son bir çabayla tuşlara deli gibi basarak yapıtı tamamladı.
Bir sessizlik oldu. Bitmiş miydi? Konuklar düşlerinden sıyrılıp alkışladılar. Harika! Bu ne yetenekli kız! Octave gözlemlerine ara verdi:
- Matmazel gerçekten birinci sınıf bir sanatçı. Hiç böylesini dinlememiştim.
- Sahi mi? dedi Madam Josserand. Beğendiniz demek. Ah bayım, kızımızdan hiçbir şeyi esirgemedik. O bizim gözbebeğimiz. Ah! biraz daha tanımış olsaydınız…
Nereden geldiği bilinmeyen bir gürültü salona yayılıyordu. Berthe başını eğerek kutlamaları kabul ediyor, annesinden izin gelmeden piyano başından ayrılamıyordu. Annesi Octave'a kızını övmeyi sürdürürken gürültü daha da arttı; sanki birisi kapıları kırıyordu. Konuklar susmuş, birbirlerine bakıyorlardı. Valerie yüksek sesle sorabildi:
- Nedir bu? Müzik dinlerken de duyuluyordu.
Madam Josserand mosmor kesildi: Saturnin'in omuz darbelerini tanımıştı. Deli çocuğun salona girdiğini düşünerek ürperdi. Böyle vurmayı sürdürürse bir evlilik daha güme gidecekti. Konuklara gülümsedi:
- Mutfak kapısı çarpıyor olmalı… Adele kapamayı hep unutur. Berthe, git de bir bak, kızım.
Genç kız da durumu anlamıştı. Koşup dışarı çıktı. Gürültü hemen kesildi ama Berthe bir süre dönmedi. Müzik sırasında yüksek sesle konuşarak kız kardeşini sinirlendiren Bachelard Dayı yine kabaca boğazının kuruduğunu, içki istediğini söylüyordu. Madam Josserand Valerie ile Madam Juzeur'ün arasına otururken:
- Ah! Bizim Narcisse hep orijinal olmak ister, dedi. İşleri onu çok yoruyor. Biliyor musunuz, yılda yüz bin frank kazanıyor.
Serbest kalan Octave bir kanepede oturan Trublot'nun yanına gitti. Yakındaki bir öbek adam Doktor Juillerat'nın çevresini sarmıştı. Yaşlı ve yeteneksiz doktor, tüm bu hanımların doğumunda bulunup kızlarını tedavi ettikçe ustalaşmıştı. Kadın hastalıkları uzmanı geçindiğinden, böyle akşamlarda kocalar salonun bir köşesinde bedava konsültasyon olanağı buluyorlardı. Theophile ona Valerie'nin dün yine bir kriz geçirdiğini anlattı: Kadın soluk alamıyor, boğazının düğümlendiğinden yakınıyordu. Kendisi de pek sağlıklı sayılmazdı. Hangi işi tutmuşsa, karısının bu hastalıklarından bunaldığı için, dikiş tutturamıyordu. Öfkesini gizlemeden doktora, “Ona bir ilaç verin doktor” diye yalvarıyordu.
Trublot bu adamı alaycı bir biçimde dinliyordu. Octave'a bakarak gülümsedi. Doktor Juillerat yuvarlak sözlerle Theophile'i yatıştırıyordu: Bu sayın bayanın derdine çare bulunacaktı. On dört yaşında girdiği tuhafiyeci dükkânında ciğerleri havasız kalmıştı. Theophile yakınmalarını sürdürerek karısının günde yirmi kez karar değiştirdiğini, genç kız gibi dalgın olduğunu söylüyordu. Doktor başını iki yana salladı. Evlilik her kadına yaramıyordu.
Trublot Octave'a döndü:
- Doğal tabii. Kırk yıl iğne iplik satarak bunayan bir baba ve anneden o havasız delikte nasıl bir kız çıkması beklenirdi ki?
«   01   ...    16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36   ...    58   »