Ana Sayfa » Yolculamak » Apartman - I : 30
kemirirken Berthe gidip Saturnin'i getirdi. Fırlak gözleriyle çevresine bakan çocuğu kardeşi yatıştırmaya çalışıyordu.
- Ne aptal şey! Anne, beni evlendirdiğinizi sanıyor. Kocamı arıyormuş. Ara bakalım, Saturnin. Yine olmadı, hiç olmayacak diyorum sana!
O anda Madam Josserand patladı:
- Hayır! Size ant içerim ki bu kez olacak. Onu bacağından bağlasam da olacak. Bana öyle bakmayın, Mösyö Josserand? Siz beğenmeseniz de bu düğün olacak. İşitiyor musun, Berthe, o adamı parmağınla çağırman yeterli!
Saturnin duymuyor gibi masanın altını arıyordu. Berthe göz ucuyla onu gösterdi. Madam Josserand o önemli değil dercesine başını salladı. Berthe giderken mırıldanıyordu:
- Demek Mösyö Vabre olacak? Oh! Benim artık umurumda değil. Bana bir sandviç bile ayırmamışlar!
Octave hemen ertesi gün Valerie ile ilgilenmeye koyuldu. Onun alışkanlıklarını ve merdivende karşılaşabileceği saatleri öğrendi. Campardonlarda yediği öğle yemeğini bahane ederek mağazadan istediği saatte ayrılabiliyor ve odasına çıkıyordu. Kısa süre sonra, kadının hergün saat ikide çocuğunu parkta gezdirmek için çıkıp mağazanın sokağından geçtiğini gördü. O saatlerde mağazanın kapısına dikilip bekliyor, kadın geçerken onu zarif bir gülümsemeyle selamlıyordu. Kadın bu selamlara kibarca karşılık veriyor ama durmuyordu. Genç adam onun donuk bakışlarında ve ince belinin salınışında bir tutku görür gibi oluyordu.
Mağaza kızlarıyla oynaştığı yıllardan kalma deneyimiyle planını yapmıştı. Valerie'yi dördüncü kattaki odasına çıkarabilmek gerekiyordu. Merdiven hep ıssız olduğundan onları yukarda kimse fark edemezdi. Mimar akrabasının uyarılarını anımsayarak gülümsüyordu, çünkü bu dışardan kadın getirmek sayılmazdı.
Ama bir şey Octave'ın canını sıkıyordu. Pichonların mutfağı koridorun öte yanında olduğu için kadın bazan kapısını açık bırakmak zorunda kalıyordu. Sabah dokuzdan sonra da geceyarısına kadar evde muhasebe işleri yapıyordu. Genç kadın Octave'ın gürültüsünü duyunca yabanıl gibi, hemen kapıyı örtüyordu. Ama Octave onun sırtını ve atkuyruğu yapılmış kumral saçlarını görebiliyordu. Bu aralık kapı onların iç dünyasını da göz önüne seriyordu; temiz ve yoksul mobilyalar, görülmeyen bir pencerenin ışığında sönük beyaz çarşaflar, ikinci bir odanın dibinde bir bebek karyolası kocası çalışan bir kadının tüm gün içinde yaşadığı yalnızlığın birer işaretiydiler. Bu daireden hiç ses çıkmıyordu; bebek de annesi gibi sessizdi. Bazan kadının yavaş sesle söylediği şarkı bir inilti gibi duyulurdu. Fakat Octave bu kadına kızmaya başlamıştı, çünkü kendisini izlediğini düşünüyordu. Her neyse, Pichonların kapısı açık olduğu sürece Valerie'yi buraya çıkaramazdı.
Öte yandan işlerin yolunda gittiğine inanmaya başlamıştı. Bir pazar sabahı, birinci katın sahanlığında onunla karşılaşmayı başardı. Kadın, o gece kocası olmadığı için, görümcesinde kalmış, geceliğiyle kendi dairesine geçmek üzereydi. Valerie onunla selamlaşıp birkaç söz etmek zorunda kaldı. Genç adam artık bir dahaki karşılaşmada onun dairesine girebileceğini umuyordu. Böyle ateşli bir kadınla gerisi kolaydı.
O akşam Campardonlardaki yemekte Octave sözü Valerie'ye getirerek onlardan bilgi almaya çalıştı. Fakat kızları Angele de orada olduğundan anne ve babası genç kadın hakkında övücü sözlerle geçiştirmek istediler.
« 01 ... 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 ... 58 »