Ana Sayfa » Yolculamak » Apartman - I : 34


APARTMAN - I

ÉMILE FRANÇOIS ZOLA

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 80


- Nasıl, madam? Piyanonuz yok mu?
Bir sıkıntı oldu. Anne ve babası geçim derdi nedeniyle alamadıklarını söylediler. Zaten, Marie'nin doğuştan şarkı söyleyebildiğini, bir parçayı bir kez dinledikten sonra ezberlediğini anlattılar. Hele İspanya üzerine bir şarkı vardı, sevdiğini özleyen tutsak bir kızın özlemini anlatan bu şarkıyı o kadar yanık söylüyordu ki. Marie'nin yüzünde üzünç belirdi; eliyle bebeğin uyuduğu odayı gösterdi:
- Ah! Söz veriyorum, kaça mal olursa olsun, Lilitte piyanoyu öğrenecek!
- Önce onu bizim seni yetiştirdiğimiz gibi büyüt bakalım, dedi annesi. Evet, müziğe karşı değilim, çünkü duyguları geliştirir. Ama kızını kötülüklerden uzak tutmalısın…
Yaşlı kadın yeniden başlayıp, din konusunda neler yapılması gerektiğine girdi. İyice sıkılan Octave bir randevusu olduğunu söyleyerek izin istedi. Onları selamlarken Marie'nin kızardığını gördü.
O öğle sonrasından itibaren Octave her pazar, özellikle Bay ve Bayan Vuillaume'un sesini duyduğunda, kapının önünden sessizce sıvışıyordu. Aklı Valerie'deydi. Kadın, üzerinde yoğunlaşan bu ateşli bakışlara karşın anlaşılmaz derecede ilgisizdi. Octave bir gün raslantıymış gibi Tuilerie Parkı'nda onunla karşılaştı ama kadın oralı olmadan dünkü fırtınadan söz etti. Tüm bunlar Octave'ı kadının pek yaman olduğuna inandırıyordu. Artık merdivenlerden ayrılmıyor, kadının evine zorla da olsa girebileceği anı kolluyordu.
Bu arada her geçişinde Marie kızarıp gülümsüyordu. Bir sabah kapıcının ona iletmesi için verdiği bir mektubu çıkardığında, kadını telaşlı buldu. Masanın üzerine oturttuğu Lilitte'i giydirmeye çalışıyordu.
- Ne oldu? diye sordu genç adam.
- Ah! küçüğü giydiremiyorum. Ağlıyor diye giysisini çıkarmıştım, şimdi ne yapacağımı bilemiyorum.
Octave şaşırarak ona baktı. Kadın elinde bir giysiyi çevirip duruyordu.
- Babası her sabah işe gitmeden önce onu giydirmeme yardım eder. Ben tek başıma bir türlü yapamıyorum, sıkıntı veriyor.
Beklemekten sıkılan ve yabancı adamdan ürken bebek çırpınıp düşmek üzereydi. Ama kadın sanki ona dokunmaktan korkuyormuş gibi geri duruyordu. Octave'ın yardımıyla sonunda bebeği giydirdiler. Genç adam gülüyordu:
- Bir düzine olunca ne yapacaksınız?
- Ah! hayır, dedi kadın, başka bebek yapmayacağız.
Octave'ın inanmadığını görünce ekledi:
- Hayır, geçen gün annemi duydunuz. Jules'e çocuk yapmayı yasakladılar. Annemi bilmezsiniz, ikinci bir bebek olursa aramız bozulur.
Octave bu sorunu onunla tartışmaktan eğlendiği için üsteliyordu. Kadın, aslında çocukları sevdiğini ama kocası ne yaparsa ona uyduğunu söyledi. Annesinin uyarıları da buna eklenince, analık duygusu gelişmemiş bir kadın olup çıkmıştı. Çocuğa da evi gibi bir görev anlayışıyla bakıyor, eski genç kızlık yaşamının boşluk ve sıkıntısı içinde günlerini geçiriyordu. Octave ona yalnız başına sıkılabileceğini söyledi. Hayır, dedi kadın, ev işleri arasında günlerin nasıl geçtiğini bilemiyordu. Pazarları bazen kocasıyla gezmeye çıkıyor, bazan anne ve babası geliyor ve çoğunlukla kitap okuyordu. Artık kitap okumasına izin verildiği için, başı ağrıyıncaya kadar okuyordu.
«   01   ...    24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   ...    58   »