Ana Sayfa » Yolculamak » Apartman - I : 36


APARTMAN - I

ÉMILE FRANÇOIS ZOLA

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 80


Ama kadın titreyerek başını salladı. Memur ciddiliğindeki Jules'ün bu soğuk odadaki görüntüsü ormandaki avcı düşlerini birden yıkmıştı. Kocası hiç onun ayaklarını avucuna alıp öpmemiş, önünde diz çöküp sevdiğini söylememişti. Aslında kocasını seviyordu ama sevginin niye böyle tatsız olduğunu anlayamıyordu.
- Hele romanlarda, iki sevgilinin birbirine güzel sözler söylediği o bölümler yok mu, onları okurken boğulacak gibi oluyorum.
Octave bu duygusallığa güldü:
- Ben sözcükleri sevmem… İnsan birini sevdi mi, yapabileceği en iyi şey onu göstermektir.
Ama kadın anlayamadan boş gözlerle baktı. Genç adam elini uzatıp onun eline süründü, kitapta bir yeri görebilmek için kadının omuzundan eğilirken sıcak soluğuyla onun ensesini ısıttı. Ama kadın hiçbir şey duymuyordu. Genç adam çaresiz kalktı; hem kızgın ve hem de acımaklıydı. Kadın onu uğurlarken:
- Ben yavaş okuyorum, dedi ama yarın bitiririm. Kitabın sonu daha ilginçtir. Akşama uğrayın.
Bu kadın hakkında hiçbir planı yoktu ama kızmıştı. Bu genç çift için duyduğu tuhaf sevgi, biraz aptalca olduğu için canı sıkılıyordu. Onlara zorla da olsa yardımcı olmaya karar verdi: onları dışarda yemeğe götürecek, birbirlerinin boynuna saracaktı. Kimseye on frank borç bile vermeyen genç adam, böyle iyilik nöbetleri geldiğinde, parasını sokağa atmaya bayılırdı.
Küçük Madam Pichon'un soğukluğu Octave'ı ateşli Valerie'ye daha çok itiyordu. Bu kadın ensesinde iki kez üflenmesini beklemezdi herhalde. Octave her gün biraz daha yer kazanıyordu. Bir gün kadın onun önünden merdivenlerden çıkarken bacaklarının güzelliği konusunda iltifat etmiş ama o kızmamıştı.
Sonunda, uzun zamandır beklediği fırsat geldi. Marie'ye geleceğine söz verdiği akşamdı: Kocası geç döneceği için romanı tartışmak için yalnız olacaklardı. Ama genç adam bu edebiyat şöleninden korkup dışarda kalmayı yeğlemişti. Saat ona doğru odasına çıkmaya cesaret edince birinci kat sahanlığında Valerie'nin hizmetçisinin telaşla daireden çıktığını gördü:
- Ah! Madam sinir bunalımı geçiriyor. Beyefendi evde yok, karşıdakiler de tiyatrodalar. Yalvarırım gelin. Yalnızım ve ne yapacağımı bilmiyorum.
Valerie yatak odasındaki bir koltuğa uzatılmış, her tarafı kaskatıydı. Hizmetçi onun yakasını gevşetmiş, göğüsleri görünüyordu. Fakat bunalım çabuk geçti. Kadın gözlerini açıp da Octave'ı görünce önce şaşırdı, sonra sanki doktor önünde gibi rahat davrandı.
- Sizden özür dilerim, bayım. Bu kız daha dün işe başladı, paniğe kapılmış olmalı.
Korsesini çıkarıp giysisini ilikleyen kadının rahatlığı genç adamı utandırdı. Ayakta dikilirken, buradan böyle eli boş ayrılmamaya kararlı ama oturmakta kararsızdı. Kadın sinirine dokunan hizmetçiyi göndermişti; sonra pencereye gidip derin soluklarla dışarının soğuk havasını içine çekti. Biraz dinlendikten sonra sohbet ettiler. Bu bunalımlar on dört yaşındayken başlamıştı. Doktor Juillerat ona ilaç vermekten bıkmıştı. Bazen kolu, bazen de kasıkları tutuluyordu. Ama alışmıştı artık, çünkü hasta olmayan kimse yoktu ki. O konuşurken genç adam, bu dağınıklığın ortasında ve bir aşk gecesi geçirmiş gibi yorgun yüzüyle onu kışkırtıcı buluyordu. O an, uzandı ve bir köylü kızına yapacağı biçimde ona sarılmak istedi.
- Ha! Ne oluyor size? dedi kadın şaşırarak.
«   01   ...    26   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46   ...    58   »