Ana Sayfa » Yolculamak » Apartman - I : 41


APARTMAN - I

ÉMILE FRANÇOIS ZOLA

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 80


Bay Duveyrier piyanonun yanında dikilmiş, sessiz olunmasını beklerken karısını süzüyordu.
- Şş! şş! Susalım!
Clotilde Duveyrier Chopin'in çok zor bir noktürnü ile başladı. Uzun boylu, kızıl saçlı, soluk kar beyazı teniyle alımlı bir kadındı. Açık renk gözlerine yalnızca müziğin heyecanı canlılık verebilen bu kadının ne ruhunda ve ne de vücudunda başka bir şeye gereksinmesi yoktu. Kocası ilk notalardan sonra yüzünde bir yorgunluk ifadesiyle yemek salonuna çekildi. Traşlı yüzünde yer yer görülen kırmızı lekeler bozuk bir sağlığın belirtisiydi.
Trublot onu iÅŸaret etti:
- Müziği sevmiyor.
- Ben de öyle, dedi Octave.
- Sizin için kolay. Bu adam yaşamda her şeyi kolayca elde etti. Eski bir kentsoylu ailesinden geliyor. Hukuk Fakültesinden çıkar çıkmaz Reims savcılığı, sonra Paris'te yargıçlık, madalyalar ve kırk beşinden önce saray danışmanlığı… Nasıl, kötü mü? Ama piyano onun yaşamını karartıyor. Yaşamda her şeye sahip olunmuyor.
Bu arada Clotilde zorlukları soğukkanlılıkla aşıyor, ata binen bir binici gibi piyanoya eğiliyordu. Octave onun parmaklarına dikkati çekti.
- Şu parmaklara bakın; on dakika sonra kim bilir nasıl ağrıyordur.
Sonra, ne çalındığıyla ilgilenmeyi bırakıp kadınlardan söz ettiler. Octave Valerie'yi görünce sıkıntılı bir an geçirdi: Birazdan nasıl karşılaşacaklardı? Konuşacak mı, yoksa görmemezlikten mi gelecekti? Trublot tüm bu kadınlara tepeden bakıyordu. Arkadaşı ona karşı çıkıyor ve salondaki güzel kadınları işaret ediyordu. Trublot güldü:
- İstediğinizi seçin. Ambalaj açılınca görürsünüz. Şu tavus tüylü kadın veya mor giysili sarışın mı dediniz? Hepsi kaprisli veya kibirli. Havaları var ama zevk nedir bilmezler.
Octave gülümsedi. O Trublot gibi zengin çocuğu değildi, yalnızca zevkini değil geleceğini de düşünmek zorundaydı. Kadınların sıra sıra oturduğu bu salona bakarken, seçme olanağı olsaydı hangisini parası ve hangisini güzelliği için seçebileceğini düşündü. Onları sırayla süzerken birden irkildi:
- Aman! Benim patron! Madam Hedouin de buraya gelir miydi?
- Bilmiyor muydunuz? dedi Trublot. Aralarındaki yaş farkına karşın Madam Hedouin ve Madam Duveyrier yatılı okuldan arkadaştırlar. Okulda hiç ayrılmazlarmış, hatta buz gibi oldukları için onlara beyaz ayılar lakabı takılmış. Duveyrier herhalde kışın yatakta sıcak su torbasına gerek duyuyordur!
Ama Octave ciddileşti. Madam Hedouin'i ilk kez gece giysisiyle, kolları ve omuzları çıplak, siyah saçları alnında kâküllü olarak görüyordu. Parlak ışıklar altında bu görüntü onun düşlemlerinin kadını gibiydi: bir erkek bu sağlıklı ve dingin güzellikten başka ne isteyebilirdi. Dalıp gitmişti ki bir alkış sesi onu uyandırdı.
- Of! Şükür bitti, dedi Trublot.
Clotilde'e iltifatlar yağıyordu. Madam Josserand ileri atılıp onu iki eliyle kucakladı. Rahat bir soluk alan erkekler sohbetlerini sürdürdüler. Duveyrier küçük salona dönme cesareti gösterince Octave ve Trublot da onu izlediler. Hışırtılı etekler arasında Trublot arkadaşının kulağına eğildi:
«   01   ...    31   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50   51   ...    58   »