Ana Sayfa » Yolculamak » Apartman - I : 52
- Biz bunun yarısını yapsak ne derlerdi?
Lisa aşçı Victoire'ın hazırladığı likörü tatmak için bir an pencereden kayboldu. Bu iki kadın iyi anlaşıyorlardı: hizmetçi aşçının ayyaşlığını, aşçı da hizmetçinin dışarda yaptığı alemleri saklıyarak birbirlerine yardımcı oluyorlardı. Victoire arkadaşının yanına gelip pencereden eğildi:
- Ah! Kızlar, siz daha küçüksünüz. Ben neler görmedim ki? Yaşlı Campardon'un zamanında terbiyeli bir kız yeğeni vardı, erkekleri anahtar deliğinden gözlerdi.
- Ne ayıp! dedi Lisa. Dördüncü kattaki küçüğü dün gece salonda sıkıştırdılar. Ben de olsam Mösyö Auguste'e tokatı indirirdim.
Bu sözler üzerine Madam Juzeur'ün mutfak penceresinden bir gülüş işitildi. Lisa eğilip bakınca küçük Louise'in kendilerini dinlediğini gördü.
- Bu kız sabah akşam bizi dinliyor. Sırtımıza bu çocuğu vermeleri haksızlık; artık hiçbir şey konuşamayacağız.
Sözünü bitirmemişti ki birden açılan bir pencere hepsini içeri kaçırdı. Ama kafalarını uzatıp baktılar. Madam Valerie veya Madam Josserand'ın kendilerini yakalamasından korkuyorlardı.
- Tehlike yok! dedi Lisa. Hepsi küvetlerinde yıkanmakla meşgul. Derileri çok değerli. Zaten bir tek bu saatte rahat edebiliyoruz.
Julie bir yandan havuç soyarken Compardon'un hizmetçilerine sordu:
- Ee? Sizin hanım hâlâ iyileşmedi mi?
- Hep aynı, dedi Victoire. Onun işi bitti, tıpalı artık.
Diğer ikisi bu sözcükten içleri gıdıklanmış gibi gülüştüler.
- Ya mimar efendi ne yapıyor?
- Ne yapsın? O da kuzini tirbüşonluyor!
Kızlar kahkahayla gülerken Valerie'nin penceresinden yeni hizmetçi Françoise göründü. Az önce onları alarma geçiren oydu. Önce kibar karşıladılar.
- Ah! Siz miydiniz, matmazel?
- Evet, yerleşmeye çalışıyorum. Ama bu mutfak o kadar pis ki!
Sonra onu nelerin beklediğini anlattılar.
- Sizden önceki kolları yara bere içinde ve ağlayarak gitti. Kalabilirseniz şaşarız.
- Ah! Söylediğiniz iyi oldu, dedi Françoise. Hepinize teşekkür ederim.
- Hanımınız nerede? diye merak etti Victoire.
- Öğle yemeği için bir bayan arkadaşına gitti.
Lisa ve Julie anlamlı bir biçimde bakışıp güldüler. Bacaklar havada, kafa yerdeyken tuhaf bir öğle yemeği olacaktı bu! İnsan bu kadar yalan söyler miydi? Kocasına acımıyorlardı, çünkü hak ediyordu; ama bir kadının bu kadar sürtmesi hoş değildi.
- İşte pasaklı! diye atıldı Lisa.
« 01 ... 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 »