Ana Sayfa » Cumhuriyet Gazetesi Salı Kitapları » Apartman - I : 54
- Angele'i mutfağa gitmeye ben zorluyorum. İyi bir ev kadını olmasını istiyorum. Hiç dışarı çıkarmadan kanatlarımızın altında büyütüyoruz. Göreceksiniz nasıl bir ev hanımı olacak.
Octave üstelemedi. Bazı günler Campardon aptalca konuşuyordu. O gün de Saint-Roch Kilisesi'nde iyi bir vaaz olduğunu söyleyerek Octave'ı gidip dinlemeye zorluyordu. Ama genç adam kabul etmedi. Madam Campardon'a akşam yemeğine gelmeyeceğini söyleyerek izin istedi. Odasına çıktığında cebinde depo anahtarını fark etti; önce inip onu kapıcıya vermeliydi.
Üçüncü katın sahanlığında onu bir sürpriz bekliyordu. Adını söylemedikleri soylu beyefendinin daire kapısı açıktı. Her zaman mezar sessizliğinde olan bu dairenin açık oluşu bir olay sayılabilirdi. Kapı aralığından bakarak, çok çalıştığı söylenen adamın bürosunu görmeye uğraşıyordu ki şaşkınlığı daha da arttı: Yazı masası yerine büyük bir karyolanın ucu görünüyordu. Tam o sırada daireden yüzü kalın bir tülle örtülü bir kadın çıktı. Kapı onun arkasından sessizce kapandı.
Octave kadını izleyerek merdivenlerden indi; güzel olup olmadığını merak ediyordu. Ama kadın ayaklarının ucuna basarak çevik adımlarla uzaklaşıyordu. Genç adam giriş katına ulaştığında Mösyö Gourd'un kadını saygıyla selamlayarak uğurladığını gördü:
Octave anahtarı verirken kapıcının ağzını aradı.
- Zarif bir kadın.
- Tam bir hanımefendi, dedi kısaca Gourd.
Kadın hakkında başka bir şey söylemeden üçüncü kattaki kiracıyı övmeye koyuldu. Oh! Gerçek bir beyefendiydi; haftada bir gün rahat çalışabilmek için bu daireyi kiralamıştı.
- Çalışmak mı? diye sordu Octave. Ne iş yapıyormuş acaba?
Kapıcı duymamış gibi sürdürdü:
- Beyefendi temizlik işini bana emanet etti. İnsanın terbiyesi evindeki temizlikten hemen anlaşılır.
Avluya giren bir arabaya yol vermek için yana çekildiler. İkinci kattaki aile Bois Parkı'ndaki gezintiden dönüyordu. Kapıcı kişneyen atları yatıştırmaya uğraşıyor, araba penceresindeki iki güzel çocuk gerideki ana babanın yüzünü saklıyordu. Mösyö Gourd kibar ama soğuk bir biçimde onları selamladı.
- İşte apartmanda hiç sesi çıkmayan bir aile, dedi Octave.
- Kimse gürültü yapmaz burada, dedi kapıcı. Kimileri yaşamasını bilir, kimileri de bilmez.
Kapıcı bu aileyi kimseyle görüşmediği için eleştiriyordu. Oysa zengin görünüyorlardı; ama kitap yazdığı için adamı kuşkulu görüyordu. Kimseye gereksinme duymadan hep mutlu bir yüzle girip çıkan bu aile ona normal gelmiyordu.
Octave yukarı çıkmak üzereyken Valerie eve dönüyordu. Genç adam ona yol verdi.
- Nasılsınız, madam?
- Çok iyi, mösyö, teşekkür ederim.
Kadın soluk soluğa merdivenleri çıktı. Octave onun çamurlu botlarına bakarken, hizmetçilerin söz ettiği bacakları havada öğle yemeğini düşündü. Kadının ıslak eteklerinden sıcak ve bayat parfüm kokusu geliyordu.
- Ne kötü hava, değil mi madam?
« 01 ... 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 »