Ana Sayfa » Yolculamak » Apartman - II : 18


APARTMAN - II

ÉMILE FRANÇOIS ZOLA

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 81


arkadaşlarına dün Duveyrier'nin Clarisse'i iş üzerinde yakalamasına ramak kaldığını anlatıyordu. Bu yüzden Clarisse dostuna iyi davranmaya başlamıştı.
Sonunda kalabalık dağıldı, aile ve yakın akrabalar kaldı. Rahip Theophile'i bir yana çekmiş öğüt verirken, Madanm Juzeur de Valerie'yle konuşuyordu. Dışarda Trublot ve Guelin bayanları arabalara yerleştirmeye çalışırken Madam Josserand, bu günün keyfini tadabilmek için, en son binmekte diretiyordu.
Akşam Louvre Oteli'nde verilen yemek yine Theophile'in serüveni nedeniyle tatsız oldu. Kadınlar bir saplantı gibi bunu konuşuyorlar, kocanın mektubu bulmak için ertesi günü beklemesi gerektiğini ileri sürüyorlardı. Bereket masada yalnızca iki ailenin yakınları bulunuyordu. Josserandların çekinerek çağırdıkları Bachelard Dayı kadehini kaldırıp bir söylev çekmek istedi. İyice sarhoş bir sesle “Duyduğum mutluluktan çok mutluyum”, gibisinden saçma bir iki sözden sonra yerine oturdu. Auguste ve Berthe bu yorucu günün sonunda, yan yana olmaktan şaşkınmış gibi, bazen birbirine bakıyorlar, sonra nikâhı anımsayıp utangaç bir tavırla başlarını tabaklarına eğiyorlardı.
Balo için iki yüz davetiye gönderilmişti. Saat dokuz buçuktan sonra konuklar gelmeye başladılar. Kırmızı salonda üç büyük kristal avize gözleri kamaştırıyordu. Duvar önündeki bir sıra sandalye dışında salon boşaltılmış, şömine önünde orkestraya bir yer hazırlanmıştı. Yandaki iki küçük oda iki ailenin dinlenmesi için ayrılmıştı.
Madam Josserand ve Madam Duveyrier ilk konukları karşılarken, sabahtan beri yakından izlenen Theophile ortalığı karıştırdı. Campardon Valerie'yi dansa kaldırdığında kadın bir kahkaha atınca kocası buna dayanamadı:
- Gülüyorsunuz ha! Söyleyin bana, bu mektup kimden? Herhalde bir göndereni var, değil mi?
Tüm öğleden sonra bu konuyu kafasında kurcalamıştı. Eğer mektup Octave'dan değilse, başka birinden olmalıydı ve onun adını öğrenmek istiyordu. Valerie yanıt vermeden uzaklaşmak istediğinde kocası onu kolundan yakalayıp acımasızca büktü. Sabırsız bir çocuk gibi yineliyordu:
- Söyle, kim o? Yoksa kolunu kırarım.
Genç kadın korku içinde bir çığlık attı. Yüzü bembeyaz olmuştu. Campardon kadının üzerine yığıldığını duyumsayınca yine bunalım geçirmekte olduğunu anladı. Hızlı bir hareketle onu yandaki odaya götürdü, peşinden gelen kadınların yardımıyla bir kanepeye uzattı. Mimar dışarı çıkarken Madam Juzeur ve Madam Dambreville Valerie'nin korsesini gevşetiyorlardı.
Bu kısa şiddet sahnesini salonda yalnızca üç dört kişi görebilmişti. Madam Duveyrier ve Madam Josserand konukları kabul etmeyi sürdürüyorlardı. Salonda nezaket sözleri ve gülüşmeler yükselmeye başlamıştı. Ciddi yüzlü anne ve babalar, sıska kızlar, makyajlı genç kadınların gerisinde bir keman inliyordu.
Yalnız kalan Theophile Octave'ın yanına geldi:
- Bayım, sizden özür dilerim. Benim yerimde kim olsa sizden kuşkulanırdı değil mi? Ama hatamı kabul ettiğimi göstermek için elinizi sıkmak istiyorum.
Octave'ın elini bırakmayıp onu bir yana çekerken konuşmasını sürdürdü:
- Ah bayım, durumu bir bilseniz…
Karısını anlatıyordu. Genç kızken sağlığı iyi değildi ama evlenirse düzeleceği söyleniyordu. Babasının havasız dükkânında çalışırken Theophile onu her görüşünde sevimli, hüzünlü ve söz dinler davranırdı.
«   01   ...    08   09   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   ...    64   »