Ana Sayfa » Yolculamak » Apartman - II : 33


APARTMAN - II

ÉMILE FRANÇOIS ZOLA

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 81


cumartesi akşamlarında Hançerli Yemin'i yeniden sunmak istiyordu ama bu kez iki tenora daha gereksinmesi vardı.
Bir gün Berthe genç adama:
- Sizin için sakıncası yoksa akşam yemeğinden sonra görümceme uğrayabilir misiniz? dedi. Sizi bekliyor.
- Şey, bu akşam kutuları bir düzene sokacaktım da…
- Siz merak etmeyin, o işe bakacak adam bulunur. Akşam için size izin veriyorum.
Saat dokuza doğru çıktığında Madam Duveyrier onu salonda bekliyordu. Işıklar yakılmış, piyano açılmıştı. Genç kadını yalnız gören Octave kocasının sağlığını sordu. Kadın onun iyi olduğunu, ancak kurul üyelerinin onu önemli bir dava dosyası hazırlamakla görevlendirdiklerini, onun da bilgi toplamak için geceyi dışarda geçireceğini söyledi.
- Biliyorsunuz, şu Provence Sokağı olayı.
- Ah! Demek o davaya bakıyor! dedi Octave.
O sıralar Paris küçük çocukların önemli kişilere peşkeş çekildiği bir rezaletle çalkalanıyordu. Clotilde ekledi:
- Evet ama çok zorlanıyor; on beş gündür akşamları çıkıyor.
Octave kadının yüzüne baktı; Trublot'dan aldığı habere göre Duveyrier bu akşam Bachelard Dayı ile içmeye gidecek, sonra da geceyi Clarisse'de bitireceklerdi. Ama kadın ciddi bir yüzle kocasının ne kadar sorumluluk altında olduğunu anlatıyor, abartılı bir biçimde anlattığı ayrıntılarla kocasının niçin hiç evde olmadığını açıklamaya çalışıyordu.
- Elbette, dedi Octave, adalet savaşı veriyor.
Bu boş apartmandaki yalnız kadın ona güzel görünüyordu. Uzunca yüzünü soluk gösteren kızıl saçları, belini saran balinalarla pekiştirilmiş korsesi ve boğazına kadar uzanan gri ipek giysisiyle sanki üç kat zırh giymiş gibi duran kadın ona sıcak olmayan bir kibarlıkla davranıyordu.
- Ne dersiniz, başlayalım mı? dedi kadın. Umarım bu isteğimi biçimsiz bulmamışsınızdır. Gevşeyin, nasılsa Mösyö Duveyrier evde yok, istediğiniz kadar yüksek sesle söyleyin. Kocamın müzikten nefret etmekle övündüğünü belki siz de duymuşsunuzdur!
Bu tümceyi öyle bir nefretle söylemişti ki Octave şaşırdı: kocasının kendisinde uyandırdığı fiziksel tiksinmeyi saklayabilecek kadar güçlü olan kadın, onun herkesin önünde piyanosuyla alay etmesini ancak böyle karşılayabiliyordu. Octave ona yaranmak için güldü:
- İnsan nasıl olur da müziği sevmez?
Kadın piyanoya oturdu; Grétry'nin Zémire ve Azor adlı parçasını seçmişti. Önce prelüdü çalarken genç adam sesini bir yokladı:
Sevilince insan o kadar tatlı olur…
- Çok iyi! diye bağırdı kadın. Hiç kuşku yok, bir tenor sesi bu. Sürdürün, lütfen.
Kadın sevinmişti: işte üç yıldır aradığı tenoru bulmuştu. Gençlerin artık sesi olmadığından yakınarak Trublot'yu örnek gösterdi; herhalde sigara yüzünden sesleri bozuluyordu.
«   01   ...    23   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43   ...    64   »