Ana Sayfa » Yolculamak » Apartman - II : 41


APARTMAN - II

ÉMILE FRANÇOIS ZOLA

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 81


- Evet, madam.
- Peki, ne oldu? Nesi var?
- O kadın tüm eşyalarla birlikte onu bırakıp kaçmış. Ben gittiğimde dört duvar arasında elinde bir mumla kalmıştı.
Clotilde anlayınca rahatladı ama yüzünde sevinmiş bir anlatım yoktu. Babasının derdi yetmiyormuş gibi, bu yüzden kocasıyla yakınlaşmak zorunda kalacaktı. Onu biliyordu, şimdi dışarda bir evi olmadığı için üstünden kalkmayacaktı. Görevine saygılı bir kadın olduğu için bu iğrenç işe nasıl katlanacağını düşünüp titriyordu. Bir an piyanoya baktığında gözünden iki damla yaş aktı. Octave'a döndü:
- Teşekkürler, mösyö.
İkisi de Mösyö Vabre'ın odasına geçtiler. Duveyrier, sararmış bir yüzle Doktor Juillerat'nın açıklamalarını dinliyordu. Hasta çok ciddi bir kriz geçirmişti; belki sabaha kadar yaşayabilirdi ama hiç umut yoktu. Clotilde yaklaşırken bunu duyunca bir sandalyeye yığıldı, zaten ıslak olan mendiliyle gözlerini sildi. Ama biraz güç bulup doktora babasının bilincinin yerine gelip gelemeyeceğini sordu. Doktor bundan da kuşkuluydu; ama sorunun amacını bildiği için Mösyö Vabre'ın tüm işlerini daha önce yoluna koymuş olduğunu sandığını söyledi. Aklı Cerisaie Sokağı'nda kalmış olan Duveyrier bu söz üzerine ayıldı. Karısına baktıktan sonra, Mösyö Vabre'ın işlerinden kimseye söz etmediğini söyledi. Karı koca birşey bilmiyorlardı; yalnızca çocukları Gustave için bazı sözler vermişti. Ne olursa olsun, bir vasiyetname varsa onu bulurlardı.
- DiÄŸer aile bireylerine haber verildi mi? diye sordu doktor.
- Tanrım, hayır! dedi Clotilde. O kadar ani oldu ki. İlk düşüncem kocamı çağırtmak oldu.
Duveyrier ona baktı; şimdi artık anlaşıyorlardı. Saat bire geliyordu. Doktor yapacak bir şeyi olmadığını söyleyerek gitmek istiyordu; yarın sabah erkenden gelecekti. Octave'la birlikte çıkarlarken Madam Duveyrier genç adamı çağırdı:
- Yarına kadar bekleyin, olur mu? diye fısıldadı. Sabah bir bahaneyle Berthe'i bana gönderirsiniz; Valerie'yi de ben çağırtırım. Kardeşlerime onlar haber verirler. Bize artık uyku yok, bari o zavallılar bu gece rahat uyusunlar.
Ve kadın, yaşlı adamın hırıltılarıyla kesilen gecenin sessizliğinde kocasıyla yalnız kaldı.
( 11 )
Ertesi sabah Octave saat sekizde uyanıp aşağı indiğinde tüm apartmanın, mal sahibinin geçirdiği krizden ve umutsuz durumundan haberdar olduğunu gördü. Ama kimse yaşlı adamla ilgilenmiyordu; konuşmalar miras üzerineydi.
Pichonlar küçük yemek odalarında kahvaltı ediyorlardı. Jules Octave'a seslendi:
- Baksanıza, bu koşturmacaya ne diyorsunuz? Bir vasiyetname var mıymış?
Octave yanıt vermeden haberi kimden duyduklarını sordu. Marie fırıncıdan getirmişti; ayrıca hizmetçiler aracılığıyla alt katlardan dalga dalga yayılıyordu. Genç kadın çocuğuna yemek yedirirken söze karıştı:
- Ah! Bütün bu servet! Bize de yüzde biri düşseydi. Ama ne gezer!
Octave'ın gideceğini gören kadın ekledi:
«   01   ...    31   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50   51   ...    64   »