Ana Sayfa » Yolculamak » Apartman - II : 56
Octave etiketlerine eğilip duymazlıktan geldi. Ama göz ucuyla kavgayı ve özellikle Saturnin'i izliyordu. Deli çocuk aynayı temizlemeyi bırakmış, burnundan soluyor ve kocanın üzerine atılmaya hazır görünüyordu.
- Ailelerimizle uğraşmayalım, kendi derdimiz bize yeter, dedi Auguste. Bakın, bu yaşam biçimini bırakacaksınız, çünkü size artık beş kuruş bile vermeyeceğim. Sizin yeriniz burada, tüm namuslu kadınlar gibi, tezgâhın arkasındadır. Eğer bir daha borçlanırsanız karışmam.
Berthe sapsarı kesilmişti. Alışkanlıkları, zevkleri ve güzel giysilerine bir darbe vuran bu koca yetkesi onu şaşırtıyordu. Bu, sevdiği ve evlenirken düşlediği her şeyin sonu demekti. Ama bir kadın taktiğiyle, asıl öfkelendiği noktayı gizleyip öfkeyle bağırdı:
- Annemi aşağılamanıza katlanamam!
Auguste omuz silkti:
- Anneniz, ha! Bakın, bu davranışınızla gittikçe ona benziyor, çirkinleşiyorsunuz. Evet, sizi tanıyamıyorum, yerinize o gelmiş. Vallahi bu beni korkutuyor!
Berthe hemen dingin bir biçimde karşısına dikildi:
- Az önce söylediğinizi, sıkıysa annemin yüzüne söyleyin bakalım. Sizi nasıl kapıya koyar.
- Ah! Beni kapıya koyacakmış! Pekâlâ, hemen çıkıp söyleyeceğim.
Adam kapıya doğru yürüdü. Aslında çıkması iyi olacaktı, çünkü Saturnin kurt gibi gözlerini kısmış, onu boğmak için arkasından yaklaşıyordu. Genç kadın bir sandalyeye çöküp söylenmeye başladı:
- Ah, Tanrım! Yeniden başlamak mümkün olsaydı kesinlikle onunla evlenmezdim!
Yukarda, Adele yatmış olduğundan, kapıyı Mösyö Josserand açtı. Baba gece çalışmasına başlamak üzereydi; son günlerde baş ağrıları çekmesine karşın ve her zamanki keşfedilme korkusuyla bu nankör işi sürdürüyordu. Yaşlı adam masanın üzerinde bitirmesi gereken bir muhasebe işi olduğunu söyleyerek damadını doğrudan yemek odasına aldı. Auguste hemen konuya girip kızını borçla alışveriş yapmakla suçladı ve peruk faturası üzerine çıkan kavgayı anlattı. Yaşlı adamın elleri titremeye başladı; kekeliyor ve gözlerinden yaş geliyordu. Demek kızı da ömrünü borç ve sürekli aile kavgaları içinde geçirecekti! Talihsiz yaşamı çocuğunda yineleniyordu! Ayrıca diğer bir korku adamın elini kolunu bağlıyordu; damadının her an söz verilen parayı istemesinden korkuyordu. Genç adam akşamüstü birden eve geldiğine göre durumlarını biliyor olmalıydı.
- Şey… karım uyuyor, onu rahatsız etmesek iyi olur diyorum. Doğrusu çok şaşırdım… Aslında Berthe iyi kızdır, inanın bana… Biz de herhalde sizi kızdıracak bir şey yapmadık, sevgili oğlum…
Adam damadını yatıştırmaya çalışırken bir yandan da endişeyle onun yüzünü inceliyordu. O sırada Madam Josserand yatak odasının kapısında göründü. Geceliği ve bembeyaz yüzüyle dehşet verici bir görüntüsü vardı. Auguste kızgın olmasına karşın geri çekildi. Kadın kapıdan dinlemiş olmalıydı, çünkü hemen yumruk gibi konuya girdi:
- Herhalde söz verdiğimiz on bin frankı istemeye geldiniz, değil mi? Vadesine henüz iki ay var. Merak etmeyin, iki ay sonra ödeyeceğiz, bayım. Bizde ölüp de sözümüzden kaçmak yok.
Yalanın bu kadar görkemlisi Mösyö Josserand'ın yüreğine indi. Madam Josserand damadına konuşma fırsatı vermeden darbeleri indiriyordu:
« 01 ... 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 »