Ana Sayfa » Yolculamak » Apartman - II : 57


APARTMAN - II

ÉMILE FRANÇOIS ZOLA

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 81


- Siz bu düşüncesizce davranışlarınızla Berthe'i hasta ettiğinizde, doktor çağırmanız gerekecek. İlaç paralarıyla birlikte kaça mal olacağını bir düşünün. Az önce, bir budalalık yapacağınızı fark ettiğim halde yukarı geldim. Elinizden geleni yapın, karınızı isterseniz dövün. Ama benim ana yüreğim rahat, çünkü Tanrı bizi gözlüyor ve onun cezası hiç gecikmez.
Sonunda Auguste yakındığı şeyi anlatabildi. Karısının sürekli dışarda gezmesini, pahalı giysilerinden söz etti. Daha da cesaretlenip Berthe'in aldığı terbiyeyi de eleştirdi. Madam Josserand onu acıyormuş gibi dinliyordu. Adam bitirince şöyle dedi:
- Tüm bunlar o kadar saçma ki yanıt vermeye bile değmez, bayım. Benim vicdanım rahat, bu bana yeter. Size bir melek emanet ettim ama beni aşağılayacaksanız hiçbir şeyinize karışmıyorum. Kendiniz halledin.
- Ama böyle giderse kızınız beni aldatabilir, madam! diye öfkelendi Auguste.
Gitmek üzere olan kadın döndü:
- Bunun için ne gerekiyorsa yapıyorsunuz, bayım!
Ve Madam Josserand beyaz geceliği içinde üç memeli dev bir Ceres (*) gibi gururla odasına döndü.
Baba Auguste'ü birkaç dakika tutup yatıştırmaya çalıştı. Kadınların isteklerine karşı çıkmanın zor olduğunu anlatarak genç adamı sakinleştirdi ve onu karısını bağışlamaya hazır bir kafayla gönderdi. Yalnız kalan Mösyö Josserand masasına oturunca, küçük gaz lambası önünde ağlamaya başladı. Her şey boştu, kızına gizlice yardım edecek kadar gece işini hiçbir zaman bitiremeyecekti. Çocuğunun borçlanıyor olması ona kendi utancı gibi geliyordu. Üstelik kendini iyi bulmuyordu, bu yakınlarda yine bir bunalım gelebilirdi. Sonunda gözyaşlarını tutarak güçlükle çalışmaya koyuldu.
Aşağıda, dükkânda Berthe başını elleri arasına almış, devinimsiz oturuyordu. Çıraklardan biri kepenkleri örttükten sonra mahzene inmişti. O zaman Octave genç kadına yaklaşabildi. Koca gittikten hemen sonra Saturnin el kol işaretleriyle Octave'ı kız kardeşinin yanına gitmeye zorluyordu. Gülerek genç adamı cesaretlendirmeye çalışıyor, anlaşılmamaktan korktuğu için elleriyle öpücük işaretleri yapıyordu. Octave ona işaretlerle “Nasıl? Onu öpmemi mi istiyorsun?” diye haber gönderince deli çocuk başını evet anlamında sallıyordu.
Saturnin genç adamın kız kardeşinin yanına gülümseyerek gittiğini görünce, onları rahatsız etmemek için, mutlu bir biçimde tezgâhın arkasına saklandı. Gaz lambalarının ışığında ve ipeklerin kokusu altında mağaza sessizdi.
- Madam, dedi Octave tatlı bir sesle, kendinizi bu kadar üzmeyin.
Kadın dalıp gitmişti, genç adamı yakınında görünce irkildi.
- Sizden özür dilerim, Mösyö Octave. Bu tatsız olaya tanık olduysanız suç benim değil. Kocamın da kusuruna bakmayın, bu akşam biraz rahatsız olmalı. Bilirsiniz, her ailede ufak sürtüşmeler olur…
Kadın hıçkırmaya başladı; kocasının kusurunu dışarıya karşı savunması gerektiği düşüncesi ilk kez aklına geliyordu. Saturnin tezgâhın altından kafasını çıkardı; ama Octave'ın kız kardeşinin elini tuttuğunu görünce çekildi.
- Biraz cesur olun, madam, lütfen.
- Elimde değil. Siz de buradaydınız, her şeyi duydunuz. Seksen franklık peruk için! Sanki diğer hanımlar peruk takmıyormuş gibi! Ama o hiçbir şey bilmiyor ve dinlemiyor. Kadın ruhundan anlamıyor. Ah! Çok mutsuzum, Mösyö Octave!
«   01   ...    47   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62   63   64   »