Ana Sayfa » Yolculamak » Apartman - II : 58


APARTMAN - II

ÉMILE FRANÇOIS ZOLA

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 81


Duyduğu nefretin ateşiyle aklına gelen her şeyi söylüyordu. Severek evlendiği bu adam şimdi kendisinden bir bluzu esirgiyordu! Oysa kadınlık görevlerini yerine getiriyordu. Geçenlerde peruk alma isteğini geri çevirmeseydi, kendi parasıyla almaya kalkar mıydı hiç? Kocası en basit şeylere bile kızıyordu. Ufak bir süs eşyasını canı çekip istediğinde hep surat ediyordu. Ama gururu vardı, kocasından bir şey istemeden, gerektiğinde ondan yoksun kalabiliyordu. Örneğin, iki haftadır Palais-Royal'daki bir kuyumcuda fantezi bir mücevher görmüştü.
- Bir bilseniz, üzerinde elmas taklidi üç yıldız olan bir saç tokası. Oh! Yüz franklık bir şey. İşte bunu kaç kez söyledimse de oralı olmadı.
Octave böyle bir şansa inanamazdı. Olayı hızlandırdı.
- Evet, evet, biliyorum. Benim önümde de kaç kez konuştunuz. Doğrusu, madam, beni dükkânınıza kabul ettiniz, bana o kadar yardımcı oldunuz ki ben de bağışlamanıza sığınarak…
Bunları söylerken cebinden bir mücevher kutusu çıkarıp açtı: üç yıldızlı toka kadife üzerinde parlıyordu. Berthe heyecanla ayağa kalktı.
- Ama bu olanaksız! Mösyö Octave, bunu kabul edemem. Doğru yapmadınız.
Genç adam saf görünüp birkaç bahane sıraladı. Midi bölgesinde bu görenekti. Ayrıca, gerçek elmas değildi ya. Kadının yüzü pembeleşmiş, ağlamayı kesmiş ve gözlerini mücevherden ayıramıyordu.
- Rica etsem, madam… Hiç olmazsa, çalışmamdan hoşnut olduğunuzu göstermek için kabul edin.
- Hayır, Mösyö Octave, üstelemeyin. Gerçekten kabul edemem.
Saturnin ortaya çıkmış ve büyülenmiş gibi mücevhere bakıyordu. Ama sağlam kulakları Auguste'ün ayak seslerini duyunca dilini şaklatıp Berthe'i uyardı. Tam kocası içeri girerken kadın kararını verdi; kutuyu cebine atarken fısıldadı:
- Pekâlâ! Ama onu ablam Hortense'ın armağan ettiğini söyleyeceğim, olur mu?
Auguste dükkânın kapatılması için buyruk verdikten sonra Berthe'le evine çıktı. Adam kavgadan tek söz etmedi, üstelik karısının yatışmış olmasından hoşnut gibiydi. Octave da dükkândan ayrılırken bir el omzuna dokundu. Bu, Saturnin'di; mahzende yatıp kalkıyordu. Deli çocuk yabanıl bir sevinçle ona gülüyordu:
- Arkadaş… iyi dost…
O zamana kadarki hesapları değişen Octave, şimdi Berthe'i genç ve güzel olduğu için arzuluyordu. Şimdiye kadar kadınların desteğiyle bir yere gelmenin hesaplarını yaparken şimdi, Marsilya'da bilmediği, lüks ve zarif Parisli Kız'ın tadına bakmak istiyordu. Onun eldivenli küçük ellerine, yüksek topuklu küçük ayaklarına, dantellerle süslü göğüslerine, hatta temizliği kuşkulu iç çamaşırlarına bayılıyordu. Böyle bir kadın için armağanlara para harcamak tutumlu doğasına aykırı da olsa ona zevk veriyordu.
Genç adamı en çok şaşırtan bu kadına aşık olurken üzerine bir utangaçlık gelmiş olmasıydı. Her zamanki aceleciliği gitmiş, işleri oluruna bırakıp yavaş gitmenin zevkini alır olmuştu. Valerie ve Madam Hedouin'le olan kötü deneyimleri sonunda Berthe'i uzun ve dikkatli bir kampanya sonunda elde edebileceğini anlamıştı. Ama tüm bunların altında, sevdiği kadının korkusu da vardı; çünkü Berthe'in namuslu olduğuna inanıyordu.
Bu tartışmanın ertesi günü, kadına armağanını verebilmekten mutlu olan Octave, kocayla da arayı iyi tutmanın yararlı olacağını düşündü. Auguste tüm çalışanlarına kendi masasında yemek yedirirdi.
«   01   ...    48   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62   63   64   »