Ana Sayfa » Yolculamak » Apartman - II : 60
sevgi ve şehvet bu acı dramın şok etkisiyle sonsuzca körleşmişti. Ama Berthe, iyileştikten sonraki iyilik bilmezliğine karşın, onun gözünde ölümden kurtardığı ve kıskanç bir sevgiyle yücelttiği bir kız ve bir kardeş olmuştu. Bu nedenle, bir aşık gibi onun kocasından nefret ediyor, içini Octave'a dökerek rahatlıyordu:
- Yine bir gözü kapanmış. Onun bu baş ağrısı kafamı bozuyor. Dün ayaklarını nasıl sürüdüğünü gördünüz, değil mi? İşte yine sokağa bakıyor. Pis domuz, pis domuz!
Auguste adım atsa onu kızdırıyordu. Deli çocuk bazen da tehlikeli çözümler düşünüyordu:
- İkimiz bir olup onu domuz gibi keselim, ha ne dersin?
Octave onu yatıştırıyordu. Dingin olduğu günlerde deli çocuk genç kadınla Octave arasında habercilik yapıyor, birinin öteki için söylediği güzel bir sözü, bir iş buyruğunu iletiyordu. Onlar için canını verecek gibiydi.
Berthe armağandan bir daha söz etmemişti. Octave'ın heyecanlı ilgisini fark etmemiş görünüyor, ona bir arkadaş gibi davranıyordu. Genç adam artık çok şık giyiniyor, kızların çekici bulduğu gözlerini genç kadının üzerinden ayırmıyordu. Kadın yalnızca bir kaçamağını saklamaya yardım ettiği zaman ona minnet duyuyordu. Aralarında bir suç ortaklığı oluşmuştu; genç kadını annesiyle çıkmaya yüreklendiriyor, koca kuşkulandığı zaman onları bir bahaneyle koruyordu. Alışveriş ve gezme furyasına dalmış olan genç kadın artık kocasının ne diyeceğiyle hiç ilgilenmiyor, bu konunun çözümünü Octave'a bırakıyordu. Böyle dönüşlerinde genç adamın dükkânda beklediğini görürse, arkadaşça onun elini sıkıyordu.
Ama bir gün kadının ödü koptu. Berthe bir köpek sergisinden döndüğü gün, Octave onu mahzene çağırdı ve gündüz gelen yetmiş iki franklık bir çorap faturasını Berthe'e verdi. Genç kadın sararıp bir çığlık attı:
- Tanrım! Kocam bunu gördü mü?
Genç adam merak etmemesini, kocasına göstermeden faturayı cebe indirmek için epey ter döktüğünü anlattı. Sonra, çekingen bir sesle ekledi:
- Faturayı ödedim.
Genç kadın hemen ceplerini arar gibi yaptı, bir şey bulamayınca ona döndü:
- Size bunu ödeyeceğim. Ah! Çok teşekkür ederim, Mösyö Octave. Auguste bunu görseydi yok olmuştum.
Bu kez genç adamın iki elini tuttu ve bir an elleri arasında tutup sıktı. Bundan sonra yetmiş iki frankı ağzına almadı.
Berthe, genç kızlığında aklına koyduğu ve annesinin bir erkekten istemesini öğrettiği her şeye karşı giderek bitmeyen bir istek ve zevk duyar olmuştu. Baba ocağında tatmin edemediği isteklerin, çizme alabilmek için kalitesiz yağ yemek zorunda kaldığı günlerin, yirmi kez onartıp giydiği giysilerin acısını çıkarmak istiyor gibiydi. Ama en çok son üç yılın, bir koca bulabilmek için Paris çamurunda balo ayakkabılarıyla kapı kapı dolaştığı günlerin öcünü alıyordu: Bir sandalyede oturup sıkıntıdan patladığı çağrılar, aptal suratlı erkeklere yüzünde tutabilmek için zorlandığı utangaç gülümseyişler, her şeyi bildiği halde masum gibi durabilmeler. Sonra yağmur altında, araba tutamadan eve dönüşler, buz gibi yatağında titremeler ve yanaklarında hâlâ acısını duyduğu anne tokatları. Yirmi iki yaşında olmasına karşın hâlâ o günleri unutamıyor, bazen bir eksiği var mı diye aynada kendini inceliyordu. Uzun süre
« 01 ... 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 »