Ana Sayfa » Cumhuriyet Gazetesi Salı Kitapları » Apartman - II : 63
- Azizim, karım delirmiş. Kendini odasına kilitledi. Sizden rica etsem, çıkıp onunla konuşsanız. Bir kaza olmasından korkuyorum.
Octave çekiniyormuş gibi yaptı; bu nazik bir konuydu. Ama ailenin hatırı için razı oldu. Yukarı çıktığında Saturnin kız kardeşinin kapısı önünde bekliyordu. Deli çocuk onun ayak seslerini duyunca hırladı; tezgâhtarı tanıyınca yüzü aydınlandı.
- Ah! Evet, sen diye mırıldandı. Sen iyi… O ağlamasın, ona iyi davran. Korkma, ben burada beklerim. Hizmetçi bakmak isterse çarparım. Sonra sadık bir köpek gibi kapının önüne oturdu, zaman öldürmek için elindeki ayakkabıyı parlatmaya koyuldu.
Octave kapıyı vurdu. Yanıt alamadı. İçerden hiç ses gelmeyince seslenip kendini tanıttı. Berthe kapıyı aralayıp girmesini rica etti. Sonra kapıyı kapayıp yine sürgüledi.
- Siz gelebilirsiniz ama o, hayır!
Kadın sinirli bir biçimde yatakla pencere arasında volta atıyor ve söyleniyordu. Kocasının canı isterse anne ve babasına yemek verebilirdi; ama o masaya oturmayacaktı. Bakalım kocası bunu nasıl açıklayacaktı? Zaten yatmak istiyordu. Sinirli elleriyle battaniyeyi açıyor ve yastıkları düzeltiyordu. Octave'ın orada olduğunu o kadar unutmuştu ki, bir ara giysisinin düğmelerini açar gibi yaptı. Sonra başka bir konuya atladı:
- İnanır mısınız, beni dövdü! Niçin? Paçavra içinde gezmekten utanıp beş yüz frank istediğim için!
Genç adam odanın ortasında dikilmiş, barıştırıcı sözler arıyordu. Berthe bu kadar üzülmekle kendine haksızlık ediyordu. Her şey düzelirdi. Sonra, çekingen bir tavırla önerisini yaptı:
- Ödeme güçlüğü çektiğiniz zaman niçin dostlarınıza başvurmuyorsunuz? Örneğin ben! Oh! Bu yalnızca bir borç, sonra ödersiniz.
Kadın ona bakıyordu. Bir sessizlikten sonra:
- Hayır, dedi. Bu yanlış olur. Elalem ne der, Mösyö Octave?
Öneriyi geri çevirişi o kadar sakindi ki genç adam üstelemedi. Ama Berthe'in öfkesi geçmişti. Derin soluk alıp gözlerini sildi. Dinginleşen yüzü hâlâ beyazdı. Genç adam bu güzellik karşısında yine kendisini utangaç duyumsadı. Bir yandan barıştırıcı sözler söylerken, içinden hızlı bir plan yapıyordu: Acaba onu kucaklayabilir miydi? Kadın yüzündeki kararlı anlatımla ona bakıyordu.
- Biraz sabırlı olun, dedi Octave. Kocanız kötü biri değil. Onu idare etmesini bilirseniz, size istediğinizi verecektir.
İkisi de bu boş sözlerin ardından aynı havaya girmişlerdi. Odada yalnız, her türlü sürprizden uzak ve özgürdüler. Bu güven ve odanın ılık havası içlerine işliyordu. Ama genç adam cesaret edemiyordu; içinde kadınsı bir taraf bu istek dakikasını uzatmak ister gibiydi. O zaman kadın, sanki eski dersleri anımsamış gibi, mendilini düşürdü.
- Oh! Pardon.
Genç adam mendili yerden alırken parmakları birbirine değdi, bu dokunma bir an için onları yaklaştırdı. Şimdi kadın ona gülümsüyor, erkeklerin tahta gibi kadınlardan nefret ettiğini anımsayarak, belini yumuşatıyordu. Aptal olmamalıydı; bir erkeği kazanmak için, farkında değilmiş gibi oyunlara izin vermeliydi.
- Bakın gece oluyor.
« 01 ... 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 »