Ana Sayfa » Yolculamak » Apartman - III : 04


APARTMAN - III

ÉMILE FRANÇOIS ZOLA

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 82


Gelen Lisa'ydı. Birkaç gün önce sokakta bulduğu bir köpeği odasında besliyordu. Bu köpek kapıcıyla bitmeyen tartışmalara yol açmıştı. Mal sahibi apartmanında hayvan istemiyordu. Hayır, hayvan veya kadın giremezdi! Hava yağmurlu olduğundan hayvanın ayakları çamurlanmıştı. Mösyö Gourd bağırdı:
- Bu köpeği merdivenlerimde istemiyorum, duydunuz mu? Onu kucağınıza alın!
- Niçin üstümü kirletecekmişim? dedi Lisa. Servis merdiveninden çıkarken biraz ıslatsa kıyamet mi kopar? Gel kuçu kuçu…
Gourd hayvanı yakalamak isterken ayağı kaydı, düşmekten zor kurtuldu. Hizmetçilere ilenç yağdırıyordu; eski bir uşağın yenilere düşmanlığını kusuyordu. Lisa geri döndü, yüzünde Montmartre sokaklarında sürtmüş bir kızın kabadayılığıyla bağırdı:
- Hey uşak bozuntusu! Peşimizi bıraksana! Sen gidip soylu beyin oturağını temizlesen daha iyi edersin.
Bu, Kapıcı Gourd'u susturabilen tek aşağılamaydı. Hizmetçiler bolca kullanıyordu. Adam öfkeyle soluyarak dairesine girdi. Gözüne Perou Ana ilişti:
- Size kaç para istiyorsunuz dedim! Ha? On iki frank altmış beş santim mi? Olamaz! Siz yarım kalmış saatleri ödemediğimizi bilmiyor musunuz? Kesinlikle!
Yaşlı kadının parasını vermeden Octave'ın yanına geldi. Genç adam bu arada konuyu ustaca apartmandaki yaşama getirmişti; böyle bir apartmanda kiracıların bir sürü sorunlarıyla karşılaşıyor olmalıydılar. Kapalı kapılar ardında kim bilir ne tuhaf şeyler oluyordu! Kapıcı onun sözünü kesti:
- Bizi ilgilendiren şey var, ilgilendirmeyen şey var, Mösyö Mouret. Bakın, işte böyle şeyler bizi çileden çıkarıyor! Bakın, siz de bakın!
Kolunu uzatmış, avluya girmekte olan birini gösteriyordu. Bu, cenaze günü taşınan uzun boylu ayakkabıcı kızdı. Gebelikten irileşmiş karnıyla, zaten zayıf bacakları üzerinde zor yürüyordu.
- Ne olmuş? diye safça sordu Octave.
- Nasıl? Karnını görmüyor musunuz?
Evli olmayan karnı burnunda kadınlar Kapıcı Gourd'u çileden çıkarıyordu. Taşınırken bir belirti yoktu, zaten olsa kesinlikle kiralamazlardı. Şimdi, nereden peydahladığı bilinmeyen karnıyla utanmadan ortada dolaşıyordu.
- Bizi, yani mal sahibi ve beni, üzen nedir biliyor musunuz, bayım? Bize önceden söylemesi gerekirdi, değil mi ya? Gebeliğini gizleyerek başkalarının evine girmeye ne hakkı var? Önceleri biraz belli oluyorken sesimi çıkarmadım, belki gözden uzak durur diye. Ama işte bakın, kendini koyvermiş; kapıdan zor sığacak!
Eliyle dramatik bir biçimde gösterdiği kadın servis merdiveninden zorlukla çıkıyordu. Madam Gourd kocasına fazla sinirlenmemesini söyledi; apartmanın işlerini bu kadar benimsemek doğrusu fazlaydı. O sırada Perou Ana hafifçe öksürüp kendini belli edince adam yine ona yüklendi. Çalıştığı yarım saatleri saymayıp kadının parasını öderken, onu yine işe almayı önerdi; ama bu kez saatine üç kuruş verecekti. Yaşlı kadın ağlayarak kabul etti.
- İşinize gelirse, dedi Gourd. Zaten güçlü değilsiniz, iki kuruşluk iş yapmıyorsunuz.
«   01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   ...    66   »