Ana Sayfa » Yolculamak » Benito Cereno : 06


BENITO CERENO

HERMAN MELVILLE

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 89


Genelde siyahların gürültülü yumuşakbaşlılıklarına karşılık, beyazların asık suratlı verimsizliğine dikkat ettiğinde, Babo'nun sadık tavrına tanık olmak Kaptan Delano'ya insancıl bir doyum verdi.
Ancak diğerlerinin tersliklerine karşılık, Babo'nun iyi davranışları, yarı çılgın Don Benito'yu donuk bitkinliğinden alıkoymaya pek de yeterli gibi görünmüyordu. İspanyol'un konuğun zihnindeki izlenimi bununla da kalmıyordu. İspanyol'un kişisel huzursuzluğu, şu an için gemideki genel rahatsızlık havası biçiminde göze çarpan bir özellik olarak da gözlemleniyordu. Gene de Kaptan Delano, o an için çözümleyemeyeceği Don Benito'nun kendisine karşı dostça sayılmayacak ilgisizliğini dikkate almaya kalkışmadı. İspanyol'un tavrı da gizleme çabasında olmadığı bir tür hırçınlık ve kasvetli bir kibir ifadesindeydi. Ancak daha önceki deneyimlerinde, uzun süre fiziksel sıkıntılar çekmiş bazı garip yapılı insanların, toplumsal anlamda her türden iyi duygunun üstüne bir çizgi çekip, yakınlarına gelen her yabancının, dolaylı olarak, hiçe sayılma ya da hor görülme konusunda payını vererek, onları, kendi karanlıklarını kabullenmeye zorlandıklarına dikkat etmiş olan yardımsever Amerikalı, bu durumu, hastalığın dirlik vermeyen etkilerine bağlamıştı.
Ama çok geçmeden, ilk önceleri İspanyol'u hoşgörüyle değerlendirmekle birlikte, Kaptan Delano, onun iyilikseverlikten anlamaz biri olabileceğini düşünmeye başladı. Özde onun hoşuna gitmeyen Don Benito'nun sakınımlı haliydi ki, aynı sakınımlı tavrı kendisine sadık uşaklarına karşı da gösteriyordu. Zaman zaman, denizcilik kuralları gereğince, alt kademede bir görevli tarafından, bir beyaz, bir melez, ya da bir Zenci hakkında kendisine resmen yapılan bir bildirim söz konusu olduğunda bile, anlatılanları hor gören bir hoşnutsuzlukla dinlemek sabrını güçlükle gösterdiği olmuştu. Bu gibi durumlarda takındığı tavır, toplumdan kaçmak üzere krallık tacından vazgeçmiş olan soylu vatandaşı V. Charles'ınkinden pek de farklı sayılmayabilirdi.
Kendi konumuna karşı duyduğu öfke yüklü hoşnutsuzluk, bu konumla ilgili hemen hemen her işlevde açıkça belli oluyordu. Kibirliliğinin yanı sıra saati saatine uymaz hali dolayısıyla, özel buyruklar verme tenezzülünde bulunmuyordu. Gerekli olan özel buyruklar her neyse, bunların dağıtımı, sürekli Don Benito'nun çevresinde dolanıp duran, uşak gibi, çağırılır çağırılmaz koşturan uyanık İspanyol delikanlılar veya köle oğlanlar aracılığıyla, bunları en son erişim noktalarına ulaştıran koruma görevlisi uşağına havale ediliyordu. Duygularını açığa vurmaksızın sessizce ortalıkta süzülen bu hastalıklı adamın suskun ve cansız hali gözlemlendiğinde, hiç kimse onun deniz üstündeyken barındırdığı tek dünyevi çekiciliğin içine yerleşmiş zorbalık olduğunu düşleyemezdi.
Bütün bunlar dikkate alınarak bakıldığında, bütün sakınımı içinde İspanyol, zihinsel karışıklığın istem dışı kurbanı gibi görünüyordu. Ama aslında, sakınımı bir ölçüde, amaçladığı entrikadan ileri geliyor olabilirdi. Eğer öyleyse, toplumun her kademesinde egemenliği ortaya koymayı olanaksız kılan ivedi durumlar dışında, insanları, ateş püskürtmekten başka bir şey istemeyen barut doldurulmuş topa, ya da kelle tahtasına dönüştüren, hemen hemen tüm büyük gemilerin yöneticileri tarafından benimsenmiş, buz gibi soğuk olmakla birlikte hak gözetir tutumun, sağlıksız, donuk noktasına ulaşmışlık açıkça kendini belli ediyordu burada.
Ona bu açıdan bakınca, yolculuğun başlangıcında donanımı yerinde bir gemi olduğu varsayılabilecek San Dominick gibi bir gemiden sonra, gemisinin şu andaki koşullarına dayanamadığını; huysuzluğunu da uzun süre kendini dizginlemek durumunda kalışının doğal bir anısı olarak düşünmek akılcı gibi görünüyordu. Ama belki de İspanyol; tanrılar gibi kaptanlar için de her koşulda sakınımlı olmanın gerekli parola olduğunu düşünüyordu. Ancak büyük olasılıkla, bu uyuklama halindeki yönetim görüntüsü -derin bir politika olmayıp- bilinçli olarak ahmaklık kılığına büründürülmüş yüzeysel bir görüntü olabilirdi. Ama bütün bunlar böyle olsa bile, Don Benito'nun tavrının tasarlanmış olup olmadığı konusunda, bu sakınımlı tutumun ne denli yaygın olduğunu gördükçe, kendisine yöneltilen herhangi bir sakınımlı yaklaşım karşısında huzursuzluğu o denli azalıyordu.
«   01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   16   ...    51   »