Ana Sayfa » Yolculamak » Bilinmeyen Başyapıt & Kırmızı Han : 41
“Bir mayıs günü, Joubert Sokağı'ndaki evinde ölmüş olan, Taillefer ve Ortakları kuruluşundan, eski tahıl ve et yüklenicisi, Legion d'Honneur ve Eperon d'or Şövalyesi, Paris milli muhafız ikinci alayı birinci topçu bölüğünde yüzbaşı olan Mösyö Jean-Frédéric Taillefer'in cenaze töreninde hazır bulunmanızı rica ederiz. Bu tören, … tarafından, …'de yapılacaktır. vb.”
- Şimdi ne yapmalı? diye söze başladım. Konuyu, ayrıntılarıyla önünüze sereceğim. Matmazel Taillefer'in topraklarının kanlı olduğu kesindir; Babasından kalanlar, onun suçunun ürünüdür; bunu biliyorum. Ancak, Prosper Magnan'ın mirasçısı yoktur. Andernach'ta öldürülen topluiğne fabrikatörünün ailesini bulamadım. Serveti kime geri vermeli? Hem de paranın hepsini geri vermek gerekir mi? Öğrendiğim bir gizi açığa vurmaya hakkım var mı? Suçsuz bir genç kızın drahomasını kanla lekelemeye, onu karabasanlara boğup tatlı düşlemlerini bozmaya; ona “Bütün paralarınız lekelidir” diyerek acılarını artırmaya hakkım var mı?
Yaşlı bir papazdan, Vicdanla İlgili Konular Sözlüğü'nü istedim. Ama bu kitapta duraksamalarımın ortadan kalkmasına yarayacak bir çözüm yolu bulamadım. Prosper Magnan, Walhenfer ve Taillefer'in ruhları için vakıflar kurmayı düşündüm. Ancak, on dokuzuncu yüzyılda olduğumuzdan, bunu yapmak olanaksızdı. Bir aşevi kuracak ya da bir erdem ödülü düzenleyecek olsam, erdem ödülü, dolandırıcılara verilecektir. Hastanelerimizin birçoğuna gelince, onlar bana, bugün birer kötülük yuvası gibi geliyor. Aslında az çok gururumu doyuracak olan bu harcamalar, işleri yoluna koyacak mıdır ve bunları yapmak zorunda mıyım? Üstelik seviyorum, hem de delicesine seviyorum. Aşkım, yaşamımdır. Lükse, şıklığa, zevk dolu bir yaşama alışmış olan bir genç kıza, Bouffons salonunda keyifle Rossini'nin müziğini dinlemekten hoşlanan bir genç kıza, nedensiz olarak aptal yaşlılar ya da düşlemsel uyuzlar uğruna bir buçuk milyon frankı feda etmesini önersem, bana gülerek arkasını döner; ya da yakın bir arkadaşı, beni anlamsızca şakalar yapan bir adam sanır. Bir aşk heyecanıyla, ona yoksul bir yaşamın tatlı yanlarını ve Loire kıyısındaki küçük evimi övecek olsam, aşkımız uğruna ondan Paris'teki yaşamını bırakmasını isteyecek olsam, bu, önce erdem uğruna söylenmiş bir yalan olacaktır. Sonra, belki de bu benim için acı bir deneyim olacak ve balolarla süse düşkün olan ve şimdilik beni seven bu genç kızın sevgisini yitireceğim. Yakışıklı ve zarif, kıvırcık bıyıklı, piyano çalıp Lord Byron'dan övgüyle söz eden, ata iyi binen bir subay, onu belki de benim elimden alacak… Ne yapmalı? Baylar lütfen bana akıl verin?
Size söz etmiş olduğum ve şimdiye dek ağzını açmamış olan, Jenny Deans'in babasına oldukça benzeyen namuslu adam omuzlarını silkerek bana:
- Akılsız adam, dedi, ona niçin Beauvaisli olup olmadığını sordun ki?
Paris, Mayıs 1831
« 01 ... 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 »