Ana Sayfa » Yolculamak » Bizans : 48
DEMETER. - Öldürmüyor musunuz onu? Kör etmiyor musunuz? Öyleyse ne diye hükümdarım ben? (Tahttan uzaklaşır.)
PATRİK, usulca Irene'ye. - Kusura bakma, haşmetli augusta, biliyorsun ki, hastadır.
XIII. SAHNE
Öncekiler, KORAKS, halk.
LIZANDER, kemerin altında. - Halk sarayı yağma ediyor.
SPIRIDION, arkaya koşar. - Korumanlar! Nerede bu saray korumanları?
NOTARAS. - Bütün kapıların kilitlenmesi gerek.
KORAKS, yanında birçok düşük kılıklı, birtakım yağma eşyası yüklenmiş adam vardır. - Türk kente girdi. Bizans yanıyor. İmparatorun altınlarını kurtaralım.
THOMAS. - Çekilin, çekilin, sefil baldırı çıplaklar. Efendilerinin katında olduğunu görmüyor musun?
KORAKS. - Sen istediğin kadar çeneni yor, arkadaş. Kentte ne imparator var, ne bey. Şimdi kâğıt yeniden karıştırılıyor ve bu kez Mehmet dağıtacak; belki de ben papazı çekerim, sen keloğlanı. (Thomas'ın omzuna vurur.)
HALK ARASINDAN BİR KADIN. - Sultan bize söz verdi, bundan böyle bizler hanım olacağız, siz de bizim hizmetçimiz olacaksınız, ya!
XIV. SAHNE
Öncekiler, bir külhanbeyi.
KÜLHANBEYİ, urbasının üstünde lal bir pelerin, elinde şarap matarasıyla girer. - Sahipsiz bir imparator hırkası buldum!
HALK, sevinç çığlıklarıyla. - Tahta çık! Geç otur tahta!
KÜLHANBEYİ, tahta geçer oturur. - İşbu fermanımızla sevgili Mehmet'in sağlığına bir soluk çekmemiz gerektiğinden, kelle uçurulma cezasına çarptırılmamak için buyruğun yerine getirildiği… (İçer.)
HALK. - Yaşasın sevgili Mehmet!
SPIRIDION. - Korumanlar! Korumanlar!
NOTARAS. - Bu kirli selin önüne kim durur?
KORAKS. - Sen istediğin kadar öt, arkadaş, saray korumanları hazinenin kapısını zorluyorlar şimdi!
IRENE. - Mehmet! Mehmet daha gelmiyor mu?
XV. SAHNE
Öncekiler, LASKARIS.
« 01 ... 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 »