Ana Sayfa » Yolculamak » Bozkırda Bir Kral Lear : 18
üfledi. Dua töreni başladı. Harlov, durmadan oflayıp pufluyordu; bedeni yere dek eğilmesini engelliyordu. Ama sağ eliyle istavroz çıkarıyor, başını eğerek sol eliyle döşemeyi gösteriyordu. Slötkin'in yüzü sevinçle parlıyordu; bir an gözleri bile yaşardı. Jitkov, tam bir asker gibi elini üniformasının üçüncü, dördüncü düğmeleri arasında gezdirerek sözde istavroz çıkarıyordu. Kvitsinski, katolik olduğu için bitişik odada kalmıştı. Avukat öyle canla başla dua ediyor, Martin Petroviç'in arkasında öyle ahlar oflar çekiyordu, dualarını o denli içten gelen bir dindarlıkla okuyor, gözlerini önündeki dağa öyle bir kaldırıyordu ki, ona bakarken içime bir dindarlık duygusu geldi. Ben de can ve gönülden dua etmeye başladım. Bu sırada okunmuş su serpildi; oradakilerin hepsi, Potyomkin'in kör borazancısı ile Kvitsinski bile gözlerini suyla ıslattılar. Böylece tören bittikten sonra Anna ile Evlampiya, Martin Petroviç'in buyruğu üzerine, bir daha onun önünde eğilerek şükranlarını bildirdiler. En sonra yemek zamanı geldi. Yemekler boldu, lezzetliydi. Hepimiz tıka basa yedik. En sonra, sofralarda eksik olmayan Don şarabı geldi. Hepimizden çok yol yordam bilen komiser, ayrıca hükümet temsilcisiyle de kadeh tokuşturmalara başladı. “Yurtluğun güzel sahipleri” onuruna, hemen sonra da “Sayın, eliaçık” Martin Petroviç'in sağlığına içti. “Eliaçık” sözünü işitince Slötkin'in yüreği coşkuyla dolup taştı; velinimetinin elini öpmeye koştu. Harlov'un canı sıkıldı, dirseğiyle onu yanından itti:
- Peki peki, gereği yok, dedi.
İşte bu sırada pek hoşa gitmeyen bir şey oldu.
XIV
Yemeğin başından beri durmadan içen Suvenir, birdenbire pancar gibi kıpkırmızı kesildi, sandalyesinden kalktı, Martin Petroviç'i göstererek kısık, tiz, çirkin sesiyle güldü:
- Eliaçık, eliaçık, diye bağırdı; ama bakalım kar üstüne çırılçıplak atıldığı zaman hoşuna gidecek mi bu eliaçıklığı?
Harlov, küçümseyen bir tavırla:
- Neler saçmalıyorsun, budala? dedi.
Suvenir:
- Budala! Budala! dedi. Hangimizin budala olduğunu Tanrı bilir. Siz kardeşimi, zavallı kardeşimi mezara soktunuz. Bu yüzden de şimdi kendi kendinizi yok ediyorsunuz. Ha, ha, ha!
Slötkin, Martin Petroviç'in omzunu bıraktı:
- Sayın velinimetimizi aşağılamaya nasıl yelteniyorsunuz, diyerek Suvenir'in üzerine saldırdı. Velinimetimiz isteyince hemen devir senedini yırtmaktan çekinmeyeceğimizi bilmiyor musunuz?
Kvitsinski'nin arkasına gizlenen Suvenir:
- Ama, gene de onu kara çırılçıplak fırlatıp atacaksınız, dedi.
Harlov:
- Susun, diye gürledi. Sana öyle bir vururum ki, ortada kıymığın bile kalmaz.
Sonra Slötkin'e dönerek:
- Sen de sus, köpek enciği. Seni ilgilendirmeyen işlere burnunu sokma. Ben Martin Petroviç, böyle bir bölüştürme senedi yapmaya karar verdim, bu kararımı kim değiştirebilir? Böyle bir güç yoktur dünyada.
« 01 ... 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 ... 48 »