Ana Sayfa » Yolculamak » Bu Hesapta Yoktu : 05
MADAM G. - Sence bir umut var mı?
GLUMOV - Hiç şüphen olmasın. Sevgili anneciğim, oğlunu iyi tanırsın. Açıkgöz, kurnaz, hınzır herifin biriyim. Kendimden daha iyi durumda olanları çekemem. Sana çekmişim, besbelli. Babam sağken, biz para içinde yüzerken ne yaptım ben? Can sıkıntısından, öfkeden kahrolarak şurda burada sürtmekten, şuna buna taşlamalar yazmaktan başka ne halt ettim? Ama geçim derdine düşünce anladım ki, bu şehri yöneten aptallarla alay etmek karın doyurmaz. Marifet, onların enayiliklerinden yararlanmayı bilmek. Ne yazık, Moskova'da bir meslek sahibi olmayı düşünemezsiniz. Burada çene çalmaktan başka iş yapılmaz. Ancak zengin bir kız alıp işi az, maaşı dolgun bir göreve atandın mı sırtın yere gelmez.
MADAM G. - Nerde bulacaksın böyle görevi?
GLUMOV - Devlet hizmetinde tabii. Moskova'da başarı kazanmanın yolu nedir? Hiçbir iş görmeyeceksin ama çenen makas gibi işleyecek. Önemli olan laf etmek ve laf taşımaktır. Benim de ağzım laf yapar hani. Bu ağzından zehirli alev saçanlar cennetinde tutunmama kim engel olacak. Hiç kimse.
MADAM G. - Öyleyse, çeneni kapat da şu mektupları yazayım.
GLUMOV - (Odanın içinde dolaşıp bir şey arayarak) Hatıra defterimi gördün mü anne?
MADAM - Orada, masanın üstünde.
GLUMOV - (Alır) Teşekkür ederim. Yergiler, taşlamalar yazmak benim neyime? Artık böyle şeylere paydos. (Kendini bir koltuğa atarak) Bundan böyle dalkavuğun daniskası olacağım. Yaltaklanmak, yüzsuyu dökmek, yağ çekmek: Seçkin Moskovalıların anladığı tek dil budur. Önce Madam Turisina'nın çevresinden başlıyorum işe. Onları sıkılmış limon gibi bir köşeye attıktan sonra bir başka çevreye geçerim.
MADAM G. - Sus Allah aşkına. Başım ağrıyor. Bu da nesi? Kuryaçev neymiş, neymiş?.. Bir criminel mi?
GLUMOV - Hayır, bir liberal. Bu sersemleri, bu aptalları pohpohlarken ne yapacağım, biliyor musun anne? Bir yere içimi boşaltmam gerek, yoksa çıldırırım. (Defteri gösterir) Şu günlük, benim sır ortağım olacak. İçimde kabaran zehri buraya akıtacağım. Dudaklarımdan bal dökülecek. Gecenin ıssızlığında yapayalnız, insanların küçüklüğünü yansıtan bu öyküleri yazacağım. Sadece kendim için. Yazar da ben, okur da. (Sokak kapısı çalınır)
MADAM G. - Styopka! (Uşak ceketini giyerek içeriye girer)
STYOPKA - O subay geldi efendim, hani o süvari alayındaki. Başka bir bayla birlikte bir arabadan indiler. İkisi de çakırkeyif bana sorarsanız.
MADAM G. - Kurçayev. Ne istiyor acaba?
GLUMOV - Ne isteyecek? Gene salaklığını göstermeye gelmiştir.
MADAM G. - (Styopka'yı izleyerek) Ceketini düğmele, o ay çiçeği çekirdeklerini çıkar ağzından. On yıl önce olsaydı bir temiz dayak yerdin…
STYOPKA - (Hole giderek) ama on yıl öncesinde değiliz. Eski çamlar bardak oldu.
MADAM G. - (Telaşla giderek) Aman, şu mektupları göz önünden kaldırayım. Yegor, sen de şu defterini saklasan iyi edersin. Yabancıların karıştırmasını istemezsin herhalde.
GLUMOV - Her şeyi olduğu gibi bırak anne.
STYOPKA - (Gelişlerini bildirir) Bay Kurçayev ile Bay Golutvin.
KURÇAYEV - (O dönemin tipik bir süvarisidir. İnce, uzun, asker görünüşlü, yüzünde boş bir ifade olan bir delikanlı. Çakırkeyif olduğu için her zamankinden daha canlı, daha candandır. Kendinden birkaç yaş daha büyük olan arkadaşı, gülünçlüğe kaçan bir özenle giyinip kuşanmıştır. Onun da başı dumanlıdır) Glumov, iki gözüm, seni çok aziz bir dostumla tanıştırmak istiyorum. Ah, affedersiniz Madam Glomova, özür dilerim. (Topuklarını vurarak elini öper) Nasılsınız? Sıhhatiniz nasıl?
MADAM G. - Pek iyi değil… Ermiş kocacığım aramızdan ayrılalı ancak altı hafta oldu, ruhu şad olsun. Ama dayanıyorum, şu zavallı Yegorumun hatırı için dayanıyorum…
KURÇAYEV - İzin verirseniz, size çok aziz bir dostumu tanıtayım.
GOLUTVİN - (Madamın elini öperek) Enchantée Madame.
GLUMOV - (Aylakça kapıdan bakan uşağa) Styopka, durma. Git de o işi hallet bir an önce. Anlaşıldı mı?
STYOPKA - Hay hay efendim. (Çıkar)
« 01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 ... 44 »