Ana Sayfa » Yolculamak » Bu Hesapta Yoktu : 10
GLUMOV - Evet.
MAMAYEV - Neden kiraya veriyorsunuz?
GLUMOV - Benim için fazla masraflı.
MAMAYEV - Neden satın aldınız öyleyse? Sizi kim zorladı? İlle alacaksınız diye gırtlağınıza mı bastılar? Adamın parası yokken pahalı bir daire alması akıl kârı mı? Şimdi de ne yapacağınızı, bu masrafın altından nasıl kalkacağınızı şaşırdınız tabii. Bilirim, bilirim, rahata çabuk alışılır. Böyle rahat bir evden sonra daracık bir bekar odasına tıkılın da aklınız başınıza gelsin.
GLUMOV - Doğrusunu isterseniz, daha geniş bir apartmana taşınmayı düşünüyordum.
MAMAYEV - Hoppala! Hem bu evi çevirecek paranız yok, hem de daha büyüğüne taşınmayı düşünüyorsunuz. Aklınızdan zorunuz mu var?
GLUMOV - Aklımdan zorum filan yok, ama işte aptallık benimkisi.
MAMAYEV - Amma da yaptınız.
GLUMOV - Kafa büyük, içi boş.
MAMAYEV - Daha neler!
GLUMOV - Kısacası budalanın biriyim.
MAMAYEV - Saçma! Nereniz budala?
GLUMOV - Biraz safım… ne bileyim… aklım kıt… Bunda bir gariplik yok, değil mi? Olağan şey.
MAMAYEV - Bu çok ilginç. Bir adam açık açık budala olduğunu söylüyor.
GLUMOV - Başkaları söyleyeceğine ben söyleyeyim. Ne kadar saklamaya çalışsam boşuna.
MAMAYEV - Böyle bir kusuru örtmek kolay değil tabii.
GLUMOV - Örtmeye hiç yeltenmiyorum.
MAMAYEV - (Başını sallayarak) Ççç! Yazık, pek yazık! (Glumov boynunu büker) Size öğüt verecek, yol gösterecek kimseniz yok anlaşılan.
GLUMOV - Kimseciğim yok.
MAMAYEV - Doğru yolu gösteren kılavuzlar vardır, çok akıllı adamlar. Ama bu günlerde kimse onlara kulak vermiyor. Tabii yaşlıları eğitmek zordur. Akıl başta değil, yaştadır sanırlar. Kimseden akıl danışmazlar. Ama gençler de öğüt dinlemezse bu dünyanın hali neye varır? Geçen gün okuldan koşa koşa çıkan bir öğrenciyi durdurdum. “Şimdi tavşan gibi kaçıyorsun. Ama yarın sabah okula kaplumbağa gibi gelirsin, değil mi, haylaz!” dedim. Terbiyeli bir çocuk olsa, benim gibi efendiden bir adam gönül indirip sokakta kendisiyle konuştu diye sevinirdi. Ne dese beğenirsiniz?
GLUMOV - Ne dedi?
MAMAYEV - “Sen bu tıraşları şişko karına sakla” demez mi? Sonra dilini çıkardı. Bir de okkalı küfür savurup sıvıştı.
GLUMOV - Bu ne arsızlık! Bu ne yüzsüzlük. Ama belki de zavallı çocuğun kendisine doğru yolu gösterecek kimsesi yoktur.
MAMAYEV - Tam üstüne bastınız. Şimdilerde uşaklar neden bu kadar bozuldu bilir misiniz? Çünkü artık efendilerinin öğütlerine kulak asmıyorlar. Eskiden adamlarımın her işiyle inceden inceye ilgilenir, hiçbir konuda öğütlerimi esirgemezdim onlardan. En büyüğünden en küçüğüne kadar hepsine hayat dersi verirdim. Her biri için saatlerce nefes tüketirdim. Öyle coşar, öyle düşünce doruklarına yükselirdim ki karşımdaki apışıp kalırdı. Sözlerimi tamamlayınca da bitmiş mahvolmuş bir adam gibi derin derin iç çekerdi. Benim için soylu bir uğraştı bu. Adamlarımı böyle adam ederdim. Ama nerde o günler? Büyük felaketten beri her şey değişti. Neden söz ettiğimi biliyor musunuz?
GLUMOV - Serflerin başı boş bırakılması mı?
MAMAYEV - (Başını sallayıp dişlerinin arasından konuşarak) Bu ülkenin başına gelen en büyük bela. Bu zamanda gel de bir uşağa ahlak dersi ver. Pılısını pırtısını toplayıp kaçmaya kalkıyor. Durup dururken beni neden cezalandırıyorsun diye soruyor, utanmadan. Öğütlerimi dinlemek bir cezaymış, ceza!
GLUMOV - Ne günlere kaldık!
MAMAYEV - Ben sert bir adam değilim. Adamlarımı güzel sözlerle yola getirmeye çalışırım, bazı yeni zenginler gibi kötekle değil. Bunun için bana minnet duyacaklarını sanırsınız, değil mi? Ne gezer efendim!
GLUMOV - Yüreğiniz ne kadar inciniyordur, kim bilir?
« 01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 ... 44 »