Ana Sayfa » Yolculamak » Candide ya da İyimserlik Üzerine : 05


CANDIDE ya da İyimserlik Üzerine

VOLTAIRE

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 3


Yarı yanmış kızlar, yaşamlarına son verilmesi için yalvarıyorlardı. Yerlerde, kesilmiş kolların ve bacakların yanında beyin parçaları da görünüyordu.
Candide, koşarak başka bir köye gitti. Burası da bir Bulgar köyüydü. Abar kahramanları da burada aynı şeyi yapmışlardı. Candide çırpınan insanların yanında ve yıkıntılar üzerinde durmadan yürüdü. Böylece çantasında kumanyası, aklında Matmazel Cunégonde, savaş alanından dışarı çıktı.
Hollanda'ya geldiği zaman yiyeceği tükenmişti. Fakat burada herkesin varlıklı ve Hıristiyan olduğunu duyunca, Matmazel Cunégonde'un güzel gözleri için kovulduğu Baron'un şatosundaki kadar iyi bakılacağından kuşku duymaz oldu. Birçok ağırbaşlı insana el açtıysa da, hepsi ona, bu sanatta devam ederse yaşamasını öğrensin diye bir ıslah evine kapatılacağını söyledi.
Sonra büyük bir toplantıda, tam bir saat sadaka hakkında konuşan bir adama 1) başvurdu. Bu hatip Candide'e yan gözle bakarak, “Buraya ne yapmaya geldiniz? Büyük dava için mi?” diye sordu. Candide boynunu bükerek, “Nedensiz hiçbir sonuç yoktur. Her şey zorunlu olarak birbiriyle bağlıdır ve her şey en iyi şekilde yaratılmıştır. Matmazel Cunégonde'un yanından kovulmam, sopa yemem ve ekmek buluncaya kadar dilenmem gerekti. Başka türlü de olamazdı” diye cevap verdi. Hatip, “Aziz dostum” dedi. “Papa'nın deccal olduğuna inanıyor musunuz?” Candide, “Şimdiye kadar böyle bir şey duymadım. Ama Papa ister deccal olsun, ister olmasın, benim yiyecek ekmeğim yok” dedi. Adam “O halde ekmek yemeye layık değilsin. Defol çapkın kerata, bir daha da yanıma sokulma” diye bağırdı. Hatibin karısı pencereden başını çıkarıp Papa'nın deccal olduğuna inanmayan birini görünce, oturağını Candide'in kafasına boşalttı. Yüce Tanrım, kadınlarda güçlü din duyguları ne büyük taşkınlıklara yol açıyor!..
Hiç vaftiz edilmemiş, Jacques 2) adlı iyi kalpli bir anabaptist, iki ayaklı, canlı, kanatsız bir varlığa, kardeşlerinden birine karşı yapılan bu insafsız ve çirkin davranışa tanık oldu. Candide'i kolundan tutup evine götürdü. Yıkadı. Ekmek ve bira verdi; sonra da cebine iki florin koydu. Hatta delikanlıya Hollanda'da, İran kumaşları dokuyan kendi tezgâhlarında nasıl çalışıldığını da öğretmek istedi. Candide, bu adamın önünde secdeye varırcasına eğilerek: “Üstat Pangloss boş yere, bu dünyada her şeyin en iyi olduğunu söylememişti. Çünkü kara cübbeli adam ve karısının kabalığından daha çok sizin bu merhametiniz beni duygulandırdı” dedi.
Ertesi gün Candide gezinmeye çıktığında, yüzü sivilceli, ölü bakışlı, burnunun ucu düşmüş, ağzı çarpılmış, dişleri çürümüş, gırtlaktan konuşan, bedeni şiddetli bir öksürükle sürekli sarsılan ve her öksürüşünde bir dişi daha fırlayan bir baldırı çıplak gördü.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Candide eski felsefe öğretmeni Doktor Pangloss'la nasıl karşılaştı ve başlarına neler geldi?

Candide, korkudan çok merhametten doğan bir heyecanla iyi kalpli anabaptist Jacques'ın verdiği iki florini, bu yürekler acısı baldırı çıplağa uzattı. Hayalet, delikanlıya dikkatle baktı, ağladı ve boynuna atıldı. Candide korktu, geri çekildi. Bu zavallılardan biri ötekine, “Demek sevgili Pangloss'unuzu tanımadınız ha!” dedi. “Aman neler duyuyorum? Başınızdan nasıl bir felaket geçti? Niçin o güzelim şatoda değilsiniz? Kızların incisi, doğanın bir şaheseri olan Matmazel Cunégonde'a ne oldu?” Pangloss, “gücüm tükendi” dedi… Candide, üstadı derhal iyi kalpli anabaptistin ahırına götürdü ve bir parça ekmek yedirdi. Panglos kendine gelince, Candide, “peki” diye sordu, “Cunégonde'e ne oldu?” Pangloss, “öldü” dedi. Bunu duyunca Candide bayıldı. Arkadaşı ahırda rastlantı sonucu bulunan kötü bir sirkeyle Candide'i ayılttı.
«   01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   ...    50   »   

1) Bu adam bir protestan papazı olacak.
2) Anabaptistler doğdukları zaman vaftiz edilmezlerdi. Bütün insanların eşit olduklarına inanırlardı.