Ana Sayfa » Yolculamak » Candide ya da İyimserlik Üzerine : 07


CANDIDE ya da İyimserlik Üzerine

VOLTAIRE

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 3


Tanrı onlara ne yirmi dörtlük top, ne de süngü verdi. Oysa onlar, birbirlerini yok etmek için süngüler, toplar yaptılar. Ayrıca alacaklılar paralarını alamasınlar diye iflas edenlerin mallarına el koyan adaleti de bu arada sayabilirim“ dedi. Tek gözlü üstat, “Bütün bunlar gerekliydi; çünkü genel iyilik özel felaketlerden doğar; öyle ki ne kadar çok özel felaket olursa, her şey o kadar iyi olur” diye yanıtladı. Pangloss böylesi akıl yürütmeleri sürdürürken hava karardı; dünyanın dört yanından rüzgârlar esmeye başladı. Lizbon limanı açıklarında gemi korkunç bir fırtınaya tutuldu.

BEŞİNCİ BÖLÜM

Fırtınada geminin batması, yersarsıntısı, üstat Pangloss'un, Candide ve anabaptist Jacques'ın başlarına gelenler.

Yolcuların yarısı, geminin şiddetle sallanmasının sinirlerde ve içi dışına çıkan vücutlarda yarattığı katlanılmaz acıdan o kadar bitkin düşmüştü ki bir de fırtınadan doğan tehlikenin tasasını çekecek halde değillerdi. Ötekiler de bağrışıyor, dua ediyordu. Yelken yırtılmış, direkler kırılmış, geminin dibi delinmişti. Gücü yeten çalışıyor, kimse kimsenin ne dediğini anlamıyordu ve komuta eden kimse kalmamıştı. Anabaptist Jacques geminin manevra yapmasına elinden geldiğince yardım etmeye çalışıyordu. Güvertede çabalarken; kendinden geçmiş bir gemici, ona var gücüyle vurdu ve yere serdi. Ama kendi de vurduğu yumruktan öylesine sendeledi ki baş aşağı, gemiden dışarı fırladı; kırık direğin bir tarafına asılıp, takılı kaldı. İyi kalpli Jacques onun yardımına koştu, yeniden gemiye çıkmasına yardım etti. Ama yardım edeyim derken bu kez gemicinin gözleri önünde kendisi denize düştü. Gemici boğulan zavallıya dönüp bakmaya bile tenezzül etmedi. Candide güverteye yaklaştı, bir an suyun üstüne çıkan, sonra sonsuza dek sulara gömülen koruyucusunu gördü. Onun ardı sıra denize atılmak istedi ama filozof Pangloss onu tuttu ve Lizbon Koyu'nun bu iyi kalpli anabaptistin boğulması için özel olarak yaratıldığını kanıtladı. O, bunu, a priori olarak kanıtlarken gemi de ikiye bölündü. Pangloss, Candide ve erdemli anabaptisti boğan o gemiciden başka her şey yok oldu. Gemici olacak herif, Candide ile Pangloss'un bir tahta parçasına tutunarak ulaştıkları kıyıya yüzerek çıkabildi.
Biraz kendilerine gelince Lizbon'a doğru yürüdüler. Birkaç kuruşları kalmıştı. Bununla da fırtınadan sonra iyice bastıran açlıktan kurtulabileceklerini umuyorlardı.
Koruyucuları iyi kalpli anabaptistin ölümüne ağlayarak kente ayak basar basmaz ayaklarının altındaki toprağın sarsıldığını hissettiler 1); limanda bile deniz kaynayarak yükseliyor ve demir atmış gemileri parçalıyordu. Alev ve kül kasırgaları sokakları ve alanları kaplıyordu. Evler yıkılıyor, damlar temellerin üzerine çöküyor, temeller dağılıyordu. Her yaştan ve her cinsten otuz bin kişi yıkıntıların altında eziliyordu. Kurtulan gemici ıslık çalıp küfürler ederek, “Bize burada iyi iş çıkacak” diyordu. Pangloss ise, “Bu olayın nedeni ne olabilir” sorusuna yanıt aramaktaydı. Candide de, “İşte kıyamet alameti!” diye bağırmaktaydı. Gemici yıkıntıların, çöküntülerin ortasında çılgınca koşuyor, para bulmak için ölüme meydan okuyor, para buluyor, hemen alıyor, kafayı çekiyor, ayılınca da ev yıkıntıları üzerinde ve can çekişenlerle ölülerin arasında, karşısına çıkan ilk gönlü zengin kızı satın alıyordu. Bu sırada Pangloss onu kolundan çekiyordu: “Dostum iyi etmiyorsun, akılsızlık ediyorsun; işleri sırasız yapıyorsun” diye uyarıyordu ama beriki, “Bana vız gelir. Ben bir gemiciyim. Batavya'da doğdum. Japonya'ya yaptığım dört seferde dört kere kutsal haçı çiğnedim. 2) Tam da akıldan söz edilecek adamı buldun” diye yanıt veriyordu.
Fırlayan bazı taş parçaları Candide'i yaralamıştı. Sokağa uzanmış, üstü başı yıkıntılarla örtülmüştü. Pangloss'a, “Allah aşkına bana biraz şarapla merhem bul, ölüyorum” diyordu.
«   01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   16   17   ...    50   »   

1) 1 Kasım 1755'te Lizbon'da büyük bir yer sarsıntısı oldu. Şehrin üçte biri yıkıldı. Aşağı yukarı 30.000 kişi öldü.
2) 1637 yılında bir Hollandalı, Portekizlilerin Japonya'da bir suikast hazırladıklarını haber verdi. O tarihten sonra Hollandalıların dışındaki Hıristiyanların Japonya'ya girmesine izin verilmedi. Hıristiyanların Japonya'ya girmeleri için haçı çiğnemeleri gerekiyordu.