Ana Sayfa » Yolculamak » Doğudaki Hayalet : 35
çıkarıyor. Ama bu pekâlâ o, sanırım İstanbul'da yeniden gördüğüm hiçbir yüz, ne de başka hiçbir şey, can çekişen bir maymun hınzırlığıyla yalvaran bir sevecenliğin bulunduğu, insanın çürüyen hayvansı yanıyla, tükenen, temiz yürekli, inançlı insanın nasıl desem karıştığı bu kara çehre kadar beni etkilemedi…
Yaklaşırken kınamasından ve öfkesinden korkuyordum. Ama tüm bunlar dün patlak vermiş, Ahmet'in ablası adımı söylediği zaman, sonra geri geldiğim için beni bağışlamış. Dehşet verici “Öldü! Öldü!”yü işitmiyorum, ne de on yıl önce Aziyade'nin son bölümünü yazdığımda acımasızca içime doğan ilenmeyi. Aksine acınası kara ellerini uzatıyor bana, kırışmış, eğilmiş, ürkütücü; aradan geçen tüm zamana karşın gözlerimiz birbirini tanıyor, birbirini anlıyor; o ağlamaya başlıyor, ona bakarken benim de gözlerime yaşlar doluyor. Düşkünler düşkünü bu kadın, zenci bir köle doğuştan, şimdi pisliğin, yoksulluğun ortasında tükenen bir canlı cenazeye dönmüş; sevecen bir acımayla üstüne eğiliyorum, sanırım onu bir ermiş gibi öpmekte pek güçlük çekmezdim.
Elbette diyor, hasta olsa da ayağa kalkacakmış; kendisini götürmelerine, taşımalarına ses çıkarmayacakmış, her istediğimi yapacakmış benim, bundan ötürü akşama öleceğini bilse de, çünkü Tanrı'dan dileyebileceğinin ötesinde mutluymuş artık, hanımıyla benim aramda oynayacağı rol için mutluymuş, hiç beklemediği halde mezarını son bir kez ziyaret edeceği için mutluymuş. Gözlerinden yaşlar boşanıyor, kara yanaklarından süzülüyor yaşlar, ona bir ermiş güzelliği bağışlayan sevinç gözyaşları…
Hiç hesapta olmayan bir güçlük ortaya çıkıyor şimdi de: Bu kez taşıyıcılar tiksintiye kapılıp istemezlik ediyorlar! Bunu kollarına alıp kaldırmak mı, bunu yeni kadife kaplı tahtırevanlarına oturtmak mı, hayır, asla! Giysileri işlemeli zarif taşıyıcılar bunlar, böylesi bir iş için rahatsız edilmeyi beklemiyorlardı kuşkusuz. Ayrıca ben nerdeyse çıplak durumdaki bu yaşlı kadın üstüne yığılı o iğrenç paçavraların altından çıkarılınca ölesiye üşütür diye düşünüyorum… Derken yolda gelirken bu mahallede, Yahudilere ait küçük bir dükkânın camekanında portakal rengi güzel yün battaniyeler gördüğüm aklıma geliyor, bir koşu gidip bir tane alsın diye Ahmet'in ablasından rica ediyorum… İşe ben el atacağım onunla birlikte, Hatice'yi battaniyeye saracağız ikimiz, taşıyıcılar da böylece, dehşete kapılmadan yerinden kaldırabilecekler onu.
Ölü kefenlemeyi andıran bu derleyip toplama yüzünden bir çeyrek saat daha yitiriyoruz. Sonunda yaşlı kadın yeni, kalın yün battaniyeye sarılı, kadife kaplanmış tahtırevana biniyor; ağrılarına ve üzüntüsüne karşın, şimdiye değin ömür boyu görmediği tüm bu şatafattan ötürü gülümseyerek. Tokalaşarak, teşekkürler ederek Ahmet'in ablasına hoşça kal deyip yola koyuluyoruz.
Başlangıçta üstüne büyük bir canlılık gelen Hatice, tertemiz bir sesle buyruklarını verdi, surlardaki kapıların hangisinden çıkılacağını söyledi. Sabah vakti geçiyor; yolda bir at kiralıyorum ve taşıyıcılara koşmalarını söylüyorum. Sırmalı giysisiyle bir paşanın kavasını andıran şu binicinin eşliğinde geçen tahtırevanın gösterişini gören çocuklar, olanca hızla götürülen güzeli görmek için küçük cam pencerelerden içeri bakıyorlar ve o kapkara maymun yüzünü görünce büyük korkuya kapılıyorlar.
Tüm bu çalkantılar, tüm bu telaş yolu gitmekteki amacımı gözden yitirmeme neden oldu. Sonra rastlantı sonucu bulduğum şu güzel, genç ata binmenin zevki, güneşli güzel bir sabah serin ve temiz havayı yarıp geçmenin zevki… Ve bir kez daha her şeyi unutuyor, nerdeyse hafif bir yürekle, çevredeki tuhaf, görkemi hüzün veren şeylerle ilgilenerek atımı tırısa kaldırıp gidiyorum.
Hemen hemen kimsenin oturmadığı, nerdeyse yıkıntıya dönmüş, “Eski İstanbul” dedikleri mahallelerin arasında uzun süre yol gidiyoruz. Sonunda, tüm buralarını içine alan, diş diş mazgallı dev surlar karşımızda beliriyor; karanlık tonozlarla birbirini izleyen sivri kemerli kapılardan sur dışına çıkıyoruz ve işte hemen kırlarda, kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde mezarlar arasındayız.
« 01 ... 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 »