Ana Sayfa » Yolculamak » Dr. Jekyll ve Mr. Hyde : 42
Bu bana, hemen doğadışı geldi; çünkü ruhumun kimi aşağılık duygularının damgasını taşıyordu.
Kuramımı uygulamaya girişmeden önce, uzun uzun düşündüm. Ölüm tehlikesine atıldığımı biliyordum; çünkü öylesine sıkı denetim altında olan ikinci kişiliğin kalesini yerle bir eden, güçlü bir ilaçtı bu. Böyle bir ilacın dozunda ya da alınacağı zamanın saniyesinde yapılabilecek en ufak bir yanlışlık, değiştirmesini beklediğim o maddesel olmayan varlığı belki de öldürürdü. Ama böylesine garip, böylesine önemli bir buluş, bana coşku verdi; sonunda korkumu yendim. Sıvıyı çoktan beri hazırlamış bulunuyordum. Hemen bir ecza deposundan çok miktarda bir tür tuz aldım. Deneylerimden edindiğim bilgiye göre ilaç için kullanılacak en son madde buydu.
Sonunda, uğursuz bir gecenin geç bir saatinde, o maddeleri birbirine kattım. Deney tüpünün içinde kabarıp duman çıkarmasını seyrettim. Kabarması bitince büyük bir gözü peklikle sıvıyı içtim. Korkunç bir sancı duymaya başladım. Kemiklerimde bir eziklik, pek kötü bir bulantı; doğum ya da ölüm saatinde bile duyulmayan müthiş bir can korkusu duydum. Sonra bu kıvranmalar hemen kesilmeye başladı; ağır bir hastalık atlatmış gibi kendime geldim. Duygularımda bir gariplik, tanımı olanaksız bir yenilik ve bundan doğan sonsuz bir tatlılık vardı; vücudumda bir gençlik, bir hafiflik ve neşe duydum. İçimde inatçı bir kayıtsızlıkla birbiri ardından akan şehvetli düşlemler, sorumluluk bağlarını koparan bir taşkınlık, masum olmayan ve o zamana dek bilmediğim bir bağımsızlık duygusu duyumsamaya başladım. Yeni yaşamın daha ilk soluğunda, kendimin daha günahkâr, on kat günahkâr, günahına köle olmuş bir insan olduğumu anladım. O anda kafamdan geçen bu düşünce gitgide beni sardı, sanki sarhoş etti. Yeni duygularımın verdiği büyük sevinçle ellerimi uzattım. Uzatınca da beden olarak küçüldüğümü fark ettim.
Odamda o zaman ayna filan yoktu. Şimdi yazarken yanımda duran aynayı, yalnızca bu değişiklikleri görmek için daha sonra getirttim. Gece epey ilerlemişti, tan yeri ağarmak üzereydi. Ev halkı derin uykudaydılar. Onun için umut ve sevincin verdiği sıcaklıkla, şu durumumda yatak odama dek gitmeye karar verdim. Avluyu geçtim. Burada yıldızlar, hep uyanık bakışlarıyla bana, şimdiye dek görmedikleri bu kılıkta bir yaratığa, şaşkınlıkla bakıyorlar sandım. Kendi evimde bir yabancı gibi koridorlardan geçtim. Odama gelince ilk kez olarak Edward Hyde'ı boy aynasında, karşımda gördüm.
Burada yalnızca kuramlardan söz etmeyelim; bildiğimi değil en olası sandığım şeyleri söylemeliyim. Yaratılışımın kötü yanının şimdi içinde bulunduğum bedeni, az önce içinden sıyrıldığım iyi yanının bedenine göre daha zayıf, daha çelimsizdi. Yaşamımın onda dokuzunun çaba, erdem ve benliği zorlamayla geçmiş olduğu düşünülürse, bu yanım çok daha az işlemiş, çok daha az yıpranmıştı. Edward Hyde'ın, Harry Jekyll'a göre daha ufak tefek ve daha genç görünmesi, bundan olsa gerekti. Birinin alnında iyilik ne denli parlıyorsa ötekinin yüzünde de kötülük o denli açık okunuyordu. Ruhtaki kötülük -hâlâ insanın tehlikeli ve öldürücü yanı olduğunu kabul etmekte direttiğim- bedene de çirkinlik ve kötülük damgasını vurmuştu; ama yine de, o çirkinlik simgesini aynada görünce, hiçbir nefret duymadım; çünkü bu da bendim. Bu bana çok doğal ve insansal göründü; ruhumun daha canlı bir kopyasıydı. O ana dek benimdir diye alıştığım kusurlu ve oransız yüzüme göre, bunun yüzü daha oranlıydı. Düşüncelerimde bu bakımdan kuşkusuz haklıydım. Edward Hyde kişiliğine girince, hiç kimsenin ürperti duymadan bana yaklaşabildiğini görmedim.
« 01 ... 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 »