Ana Sayfa » Yolculamak » Erzurum Yolculuğu & Byelkin'in Öyküleri : 71


ERZURUM YOLCULUĞU & BYELKİN'İN ÖYKÜLERİ

ALEKSANDR PUŞKİN

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 50


- Çok güzel, diye karşılık verdi. Söz dinler bir oğulsun sen, bu beni avutuyor. Seni zorlamak, hemen şu anda sivil bir göreve başlatmak istemiyorum. Şimdilik sadece evlendirmek niyetindeyim.
Aleksey şaşırarak:
- Kiminle baba? diye sordu.
- Lizavota Grigoryevna Muromskaya ile. Ondan iyisini mi bulacaksın? Öyle değil mi?
- Ben henüz evlenmeyi düşünmüyorum, babacığım.
- Sen düşünmüyorsun, senin yerine ben düşündüm. Hem de çok düşündüm.
- Siz bilirsiniz ama, Liza Muromskaya hiç hoşuma gitmiyor benim.
- Zamanla gider. Nikâhta keramet vardır.
- Onu mutlu edebileceğimi hiç sanmıyorum.
- Onun mutluluğundan sana ne! Ne o? Babanın isteklerini böyle mi yerine getiriyorsun sen? Çok güzel!
- Ne düşünürseniz düşünün ama, ben evlenmek istemiyorum. Evlenmeyeceğim.
- Evleneceksin, yoksa lanetlerim seni. Varımı yoğumu da (Tanrı hakkı için!) satar savar, har vurup harman savurur, kıymık bırakmam sana, iki gün düşün taşın, o zamana kadar da gözüme gözükme.
Babası kafasına bir şey koymuşsa Taras Skotinin'in (23) deyimiyle, onun çiviyle bile sökülüp çıkarılamayacağını biliyordu Aleksey. Fakat Aleksey de babasının oğluydu. O da kafasına bir şey koydu mu kolay kolay vazgeçmezdi ondan. Odasına çekildi. Anne baba egemenliğinin sınırları, Lizaveta Grigoryevna, babasının tumturaklı bir tavırla kendisine on para bırakmayacağı konusundaki tehdidi ve Akulina üzerine düşüncelere daldı. Kıza sırılsıklam âşık olduğunu ilk kez bu kadar açıklıkla görebiliyordu. Köylü kızıyla evlenerek hayatını kendi emeğiyle kazanmak gibi romantik bir düşünce geldi aklına. Düşündükçe böylesi kesin bir davranışı daha da akıllıca bulmaya başladı. Havalar yağmurlu gittiği için bir süredir kesilmişti buluşmaları. Akulina'ya en okunaklı harflerle bir mektup yazarak kendilerini tehdit eden felaketi ve kurtuluş çaresini bildirdi. Mektubu postaneye yani kovuğa bırakarak iç rahatlığıyla yatıp uyudu.
Düşüncesini ertesi gün de değiştirmeyen Aleksey, her şeyi açık açık konuşmak amacıyla, sabahleyin erkenden Muromskilere doğru yola koyuldu. Muromski'nin yüksek kalpliliğine seslenerek onu kendi yanına çekmeyi umuyordu.
Atını Priluçino şatosunun merdivenleri önünde durdurarak:
- Grigori İvanoviç evde mi? diye sordu.
- Yoklar efendim, diye yanıtladı uşak. Sabahtan çıktılar.
Aleksey “Hay Allah!” diye düşünerek:
- Hiç olmazsa Lizaveta Grigoryevna evde mi? diye sordu:
- Evet efendim.
Aleksey sıçrayıp indi attan. Dizginleri uşağın eline vererek haber göndermeden içeri daldı.
«   01   ...    61   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71   72   »