Ana Sayfa » Yolculamak » Gençlik - I : 05


GENÇLİK - I

LEV TOLSTOY

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 72


çok kolay, çok doğal geliyordu. Geçmişten tiksinmek bana zevk verdiği için, geçmişi olduğundan daha karanlık görmeye çalışıyordum. Geçmiş günlerimin anısı nasıl karanlıksa, bugünkü yaşamım da o karanlığın içinden öyle temiz, daha aydın bir nokta gibi görünüyor, gelecek günlerim de bu noktanın çevresinde renkler, ışıklar olarak kendilerini gösteriyordu. Bu pişmanlık duygusu, eksiksiz olma isteği, o gelişme çağında en önemli, en yeni duygularımdan biridir ve dünyaya, insanlara, kendime karşı beslediğim düşüncelerimin değişmesini sağlamıştır. Ey o zamandan beri, çok kez yaşamın yalan ve sefahat gücüne ruhun susarak boyun eğdiği o acıklı günlerde türlü haksızlıklara, yalanlara karşı cesurca başkaldıran, geçmişin kötülüklerini açığa vuran, yeni yaşamın taze kaynağını göstererek onu sevmeye zorlayan, gelecekte bize iyilik, mutluluk getireceğine söz veren iç açıcı, güçlü, hoş ses… Acaba, seni duyamayacağım anlar olacak mı?
IV - AİLE ÇEVREMİZ
Bu ilkyaz babamız evde pek az kalıyordu, ama kaldığı günlerde de çok neşeliydi. Piyanoda sevdiği parçaları çalıyor, bize göz kırpıyor, bizimle Mimi için türlü türlü, alaylı öyküler uyduruyordu: Bir Gürcü prensinin kayak yerinde Mimi'yi gördüğünü, ona tutulup karısını boşamak için hemen başpapazlığa bir dilekçe verdiğini, benim de Viyana elçi yardımcılığına atandığımı, pek inandırıcı tavırlarla anlatıyordu. Katenka'yı da örümceklerle korkutuyordu; arkadaşlarımız olan Dubkov'la Nehludov'a çok güler yüz gösteriyor, durmadan bize ve konuklarımıza önümüzdeki yıl için tasarılarını anlatıyordu. Bu tasarılar hemen her gün değiştiği, birbirine uymadığı halde, öyle ilgi çekici, öyle sürükleyiciydi ki hepimiz kulak kesilir onu dinlerdik; Luboçka da, tek sözcüğü kaçırmamak için gözlerini bile kırpmadan onun ağzına bakardı. Bu tasarılara göre, kimi zaman biz Moskova'da, üniversitede kalıyoruz; kendisi Luboçka'yla birlikte, iki yıl kalmak üzere İtalya'ya gidiyor; kimi zaman Kırım'ın güney kıyısında bir çiftlik alınıyor, her yaz oraya gidiyoruz; kimi zaman da bütün aile Petersburg'a taşınıyor vb. Babam neşeliydi ama son zamanlarda onda beni pek şaşırtan büyük bir değişiklik daha gördüm. Kendisine modaya uygun bir giysi olan zeytin renginde bir frak ve subyeli bir pantolonla, ona çok yakışan uzun bir palto diktirdi. Konukluğa, daha çok da tanıdığı bir kadının ziyaretine giderken, üzerinden güzel kokular yayılıyordu. Mimi, bu kadının sözünü ederek içini çeker, hep yüzü, “Zavallı öksüzler! Ne uğursuz tutkunluk! İyi ki o ölmüş bulunuyor,” diyen bir tavır takınırdı. Babam bize kumar oynadığını hiç söylemezdi; ama bu kış şansının iyi gittiğini, pek çok para kazandığını, paralarını “Emniyet Sandığı”na yatırdığını, ilkyazdan sonra artık oynamayacağını Nikolay'dan öğrendim. Sözünde duramayacağından korktuğu için bir an önce köye gitmek istiyordu. Benim üniversiteye girmemi beklemeden, kızlarla birlikte Paskalya'dan hemen sonra Petrovskoe'ye gitmeye karar vermişti; Volodya'yla ben sonradan gidecektik.
Volodya bütün kış, ilkyaza dek Dubkov'dan hiç ayrılmadı (Dimitri'yle olan arkadaşlığı gittikçe zayıflıyordu). Konuşmalarından anlıyordum ki onların başlıca zevkleri, durmadan şampanya içmek, ikisinin de sevdikleri bir kızın penceresi altından kızakla geçmek, çocuk balosunda değil de artık gerçek balolarda karşılıklı dans etmekti. Volodya'yla birbirimizi çok sevdiğimiz halde, bu durum bizi ayırdı. Daha öğretmenden ders alan bir çocukla büyüklerin balosunda dans eden bir delikanlı arasındaki büyük farkı anlıyor, birbirimize düşüncelerimizi açmayı göze alamıyorduk. Katenka adamakıllı büyümüş, durmadan roman okuyor, yakında evlenebileceği düşüncesi bana artık şaka gibi gelmiyordu. Volodya'dan büyük olduğu halde ikisi anlaşamıyor; birbirlerinden sanki tiksiniyorlardı bile. Diyebilirim ki, Katenka evde oturduğu zaman romanlardan başka bir şey onu eğlendirmiyor, çok zaman canı sıkılıyordu; ama yabancı erkeklerin konuk olarak evde olduğu sırada çok neşeleniyor, canlanıyor; öyle kaş, göz hareketleri yapıyordu ki anlamını bir türlü kavrayamıyordum. Sonraları onunla konuşurken, kızların ancak gözleriyle cilve yapabileceklerini, bunun ayıp olmadığını duyunca, başkalarını hiç de
«   01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   ...    49   »