Ana Sayfa » Yolculamak » Gençlik - I : 11


GENÇLİK - I

LEV TOLSTOY

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 72


Günah çıkarma işi sona erince, ben de utancımı yenerek, içimdeki bütün gizli şeyleri döktükten sonra, o ellerini başıma koydu, yumuşak bir sesle, “Tanrı hep senin yanında olsun; içindeki inanç, uysallık, başeğme duygularını korusun. Amin…” dedi.
Çok hoşnuttum; sevinç gözyaşları boğazımı tıkıyordu. Cüppesinin bir ucunu öptüm, başımı kaldırdı. Rahibin yüzü pek dingindi.
Sevinç ve hoşnutluk içindeydim. Bu durumun bana verdiği mutluluğu yitiririm korkusuyla, rahiple ivedi olarak vedalaştım; başka şeylerle oyalanmamak için çevreye bakmadan manastırdan çıktım; yeniden sağa sola yalpa vuran alacalı arabaya bindim. Arabanın sarsıntısıyla, geçerken gözüme ilişen sıradan şeylerle duygularım çabuk dağıldı; şimdi rahibin arkamdan, benim ne iyi yürekli bir genç olduğumu, yaşamında benim gibi bir insanla karşılaşmadığını, karşılaşmayacağını; benim gibilerin dünyada bulunamayacağını aklından geçirdiğini düşünüyordum. Bundan yüzde yüz emindim; bu inancım bende öyle bir sevinç uyandırdı ki, bunu kesinlikle birine anlatmak isteğini duydum.
Biriyle konuşmak için can atıyordum, ama yanımda arabacıdan başka kimse olmadığı için onunla konuşmaya başladım.
- Nasıl, içerde epeyce kaldım değil mi? diye sordum.
Sanırım güneşin çıkmasıyla biraz neşelenen yaşlı arabacı:
- Eh, oldukça… Atların yem zamanı da gecikti; ben aslında gececiydim, diye yanıt verdi.
- Ben de içerde bir dakika kadar kaldım sanıyordum, dedim ve yaşlı arabacıya biraz daha yakın olan çukurca bir yere yerleşerek:
- Manastıra ne için gittiğimi biliyor musunuz? diye ekledim.
- Bize göre hava hoş! Müşteri nereye isterse, oraya gidiyoruz.
Ben sorup duruyordum:
- Öyle olsun; ama bugün ne düşünüyorsun?
- Herhalde birisini gömmek için bir mezar yeri almaya gittiniz, diye yanıtladı.
- Hayır, öyle değil; ne için biliyor musun?
- Nereden bileyim efendim? dedi.
Arabacının sesi bana öyle hoş geldi ki, ona gidişimin nedenini söylemek; bütün duygularımı açmak istedim.
- İstersen anlatayım? Nasıl söyleyeyim? Dün…
Her şeyi olduğu gibi anlattım; duyduğum güzel şeyleri bile hep açığa vurdum. Bugün bile anımsadıkça kızarıyorum.
Arabacı kuşkulu kuşkulu:
- Demek öyle, dedi.
«   01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   ...    49   »