Ana Sayfa » Yolculamak » Gençlik - II : 01
Gençlik'in hazırlanmasında, M.E.B. Rus Klasikleri dizisinde yayınlanan birinci baskısı temel alınmış ve çeviri dili günümüz Türkçesine uyarlanmıştır.
Rusçadan Çevirenler: Râna Çakıröz - Cengiz Ekinci
Yayına hazırlayan: Egemen Berköz
Dizgi: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.
Baskı: Çağdaş Matbaacılık Yayıncılık Ltd. Şti.
Kasım 1999
Çay içileceği zaman okumadan vazgeçildi; hanımlar aralarında, tanımadığım insanlardan, bilmediğim şeylerden konuşmaya başladılar. Bana sevgi ve içtenlik göstermekle birlikte, bu konuşmayı toplumsal durumumu ve yaş farkımı anımsatmak için yaptıklarını sanıyordum.
Biraz önce susmanın acısını çıkartmak için aramızda geçen ve benim de katılabileceğim bir konuda konuşurken, üzerimdeki üniformanın onurunu düşünerek çok zeki olduğumu ve özgün düşüncelerim bulunduğunu göstermek istiyordum.
Yazlıkla ilgili bir konu açılır açılmaz, ben birdenbire Prens İvan İvanoviç'in Moskova yakınlarında bir köşkü bulunduğunu ve bu köşkü görmek için Londra ve Paris'ten bile gelenler olduğunu; çevresinin üç yüz seksen bin ruble değerinde bir parmaklıkla çevrildiğini; Prens İvan İvanoviç'in çok yakın bir akrabam olduğunu; bugün orada yemek yediğimi; beni de bütün yazı geçirmek üzere oraya çağırdığını sıralayıverdim. Sonra çok gittiğim için köşkü çok iyi tanıdığımı; bütün bu parmaklıkların, köprülerin gösterişinin, lüksün, hele köy gibi bir yerde olunca, hiç hoşlanmadığım için beni ilgilendirmediğini söyledim. Köyde olunca insanın her şeyinin köye yakışır bir biçemde olmasını sevdiğimi ekledim. Bu görkemli ve katmerli yalanı söyledikten sonra, öyle utanıp kızardım ki sanırım herkes söylediklerimin yalan olduğunun farkına varmıştır. O sırada bana çay fincanını uzatmakta olan Varenka ile yüzüme bakan Sofya İvanovna; ikisi de, benden başlarını çevirerek başka bir konuda konuşmaya başladılar. Yüzlerinde, sonraları sık sık rastladığım iyi yürekli insanların, kendilerine aslı astarı olmayan şeyler anlatan gençlerin söyledikleri karşısında yüzlerinde beliren, “Nasılsa yalan söylediğini biliyoruz; bunu niçin yapıyorsun a zavallı çocuk?” gibi bir anlam vardı.
Prens İvan İvanoviç'in bir köşkü olduğunu anlatışım bugün onda yemek yediğimi, onunla akraba olduğumuzu göstermek için daha iyi bir neden bulamadığımdandır. Ancak üç yüz seksen bin ruble değerinde olan parmaklığından ve Prens İvan İvanoviç'e sık sık gittiğimden niçin söz ettim? Bunu kendim de iyi bilmiyordum. Prens ya Moskova'da ya da Napoli'de yaşadığı için ona gitmediğim gibi gidemeyeceğimi de Nehludovlar çok iyi biliyorlardı. Çocukluğumda, yeniyetmeliğimde, sonraları olgun çağımda da yalan söylediğimi asla anımsamıyorum; tersine, aşırı içten ve açık konuşma alışkanlığım vardı, diyebilirim. Ama gençliğimin bu ilk yıllarında, sık sık içimde tuhaf bir duyguyla, hiç nedeni yokken inanılmayacak derecede yalan söylemek isteğini duyardım. “İnanılmayacak derecede” diyorum, çünkü
« 01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 ... 45 »