Ana Sayfa » Yolculamak » Gılgamış Destanı : 05
Engidu'nun yiğitliklerinde bir olağanüstülük yoktur. Çünkü o da herhangi bir yiğit kişi gibi davranmıştır. Bununla birlikte, ozan bütün bu Engidu söylencelerinden küçük bir tragedya yaratmaya kalkmıştır.
Tanrıların yazdığı kara alın yazısının sonucunda amansız bir derde düşen Engidu, kendi kendisine yazıklandığı gibi, onu yabanıllıktan kurtaran, insanlar arasına sokan kimselere de ayrıca ilenmekten kendini alamıyor; hayvanlarla yaşadığı günlerin özlemini çekiyor. Ancak Güneş Tanrısı, kendisinin insanlar arasına karışmasının ve böylece kazandığı ünün, ölümünden sonra da sürmesinin boş bir değer olmadığını söyleyerek, onu avutuyor.
Bu Engidu dramı, büyük Gılgamış dramının bir yan öyküsü olarak doğmuştur. Gılgamış'ın büyük figürüne karşı, drama katılan bütün kişilikler ikinci planda kalırlar. Ozan amacına ulaştıktan sonra, bu kişiliklerin hepsi sahneden çekilir ve bir daha kendilerini göstermezler. Oğlunu özenle, öğütlerle, kutsamalarla yola uğurlayan anası bile, onun dönüşünde artık görünmez. Böylece destan, yalnızca insan yaşamının akışı, insan yaşamının büyük bir simgesi olarak ortaya çıkar.
Ord. Prof. Landsberger
Yerin dibindeki suyun kaynağını görenin öyküsünü dinle, yurdum! Dünyada her şeyi bilen adamın adını ünlendireyim: onun görmediği hiçbir şey yoktur. Dünyanın bütün bilgeliklerini bilip torunlarına bırakan bir adamdır. Gizleri görüp bunların perdesini yırtan bir adamdır. Tufandan önce olanın haberini getirdi. Uzun yoldan gelip yorgun düştü; ama gücünü yitirmedi. Bütün çektiklerini bir anıt taşına kazıdı.
Uruk'un dört bir yanına duvar çektirdi. Kutsal E-anna'nın (3) ve temiz hazinenin duvarına bak! O duvar, didilmiş yünden örülen bir urgan gibidir. Onun köşe burçlarını da gözden geçir! Onun eşini hiç kimse yapamaz. Ta öteden beri orada duran taş merdivenden yol alıp İştar'ın oturduğu E-anna tapınağına yaklaş! Sonradan gelen hiçbir kral onun eşini yapmadı.
Uruk duvarının üstüne çık! İleri yürü! Temeli gözden geçir! Tuğla duvarı incele. Acaba bunun tuğlaları pişmiş (4) değil midir? Temeli yedi bilge kurmamış mıdır? (5).
(Burada 25 satır eksiklik vardır. Bu eksiklik Etice yazmadan aşağıdaki biçimde tamamlanabilir.)
Ulu Tanrı Gılgamış'ı en yetkin biçime soktu. Bütün tanrılar, ona en iyi erdemleri vermek için birbirleriyle yarış ettiler. Güneş Tanrısı ona, erdemin en yükseğini, yeraltındaki tatlı su okyanusunun tanrısı Ea, bilgeliği bağışladı (6). Büyük tanrılar Gılgamış'ı şu ölçüde yarattılar: Boyunun uzunluğu on bir endaze, göğsünün genişliği dokuz karış (7).
(Gılgamış'ın bedeninin betimlemesini son yeni Babil yazmasında korunmuş olan ufacık bir parçadan, aşağıdaki gibi tamamlamaya çalışabiliriz.)
Adımlarının genişliği …… idi. Sakalı yanaklarından aşağı uzamıştı. Güzel bıyıkları vardı. Başındaki saçlar gürdü. Bedeni her bakımdan ölçülüydü.
Onda üçte iki tanrılık, üçte bir insanlık vardı. Gövdesi pek iriydi.
(Altı satır eksik.)
« 01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 ... 46 »