Ana Sayfa » Yolculamak » Gulliver Cüceler Ülkesinde : 03
O zaman İngiltere'de iki siyasal parti vardı: Whigler ve Toryler. Sonraları Liberal ve Muhafazakâr adını almış olan bu iki parti arasında, iktidar için şiddetli çatışmalar, çirkin hareketler oluyor; her iki partiden olanlar da, birbirlerine düşman gibi davranıyorlardı. Whigler de, Toryler de programlarını, politikalarını savunmak, kendilerine çoğunluk sağlamak için sürü sürü kitapçıklar çıkarıyor; zamanın en güçlü yazarlarını bu yolda kullanıyorlardı. Swift, bu gibi işler için yok sayılamaz bir güçtü. Whigler ondan yararlandılar. Swift, politikalarını savunan birkaç kitapçıkla din ve kilise sorunları üzerine birkaç yazı yazdı. Whiglerin iktidara geçmesine gerçekten yardım etti. Bu hizmetine karşılık İngiltere'de bir piskoposluk istiyordu. Fakat Whigler Swift'i unutuverdiler. O da büyük bir düş kırıklığı içinde, bu iyilikbilmezliklerine karşı derin bir nefret besleyerek İrlanda'ya, ufacık kilisesinin başına döndü.
1710'da Whigler iktidardan düşüp hükümeti Toryler kurunca, Swift'i yine Londra'da görüyoruz. Toryler, Swift'in Whiglere karşı duyduğu nefretten yararlanmayı bildiler. Gazeteleri Examiner'ı emrine verdiler. Swift de Whiglerin neden oldukları savaşı eleştiren; Toryleri savunan, düşmanlarına şiddetle saldıran makaleler yazmaya başladı. Kendine birçok düşman edindi, ama siyaset alanında artık güçlü bir kişi olmuştu. Başbakanın çok yakın dostuydu; bütün partililer onu sayıyor, hatta ondan korkuyorlardı. Swift her toplulukta aranıyordu. Arkadaş ve dostlarını koruyor, iyi konumlara gelmelerine yardım ediyordu. Partinin bütün bu hizmetlerine karşılık kendisine, hiç olmazsa İngiltere'de bir piskoposluk vereceğini umuyordu. Bu yolda birçok söz aldığı durumda, 1713'te gene İrlanda'da St. Patrick kilisesine dean olarak atandığını görünce, politikacılardan, büyük adamlardan nefret ederek İrlanda'ya çekildi, bir daha da İngiltere'ye dönmedi.
Swift çok şey ummuş; hemen hemen hiçbir şey elde edememişti. Emelleri gerçekleşmemiş; verilen sözler yerine getirilmemiş; yeteneksiz kimselerin kendinden daha iyi konumlara geldiğini görmüş; hiçbir çıkar elde etmeden partilerin adeta uşaklığını yapmış; gün gelip kitapçık ve makaleleri kapış kapış okunduğu; adı, büyük küçük herkesin ağzında dolaştığı halde düşmanlarının ve düzencilerin kurbanı olmuştur. Bütün bunlar insanlığı görüşünü derin bir biçimde etkilemiştir. Londra'da, 1700 ile 1713 arasında, politikacıları, bakanları, saray adamlarını, insanların bütün zayıflıklarını yakından incelemiş; o zaman gerçekten korkunç bir durum almış olan parti ve mezhep kavgalarının iç yüzünü görmüş; hiç kimsenin içten olmadığı sonucuna varmış; insan toplumunun çok çürük temellere dayandığını anlamıştır. Yüksek orunlara geçmek için hiçbir hileden çekinmeyen; kendi çıkarlarını topluluk çıkarlarına üstün tutan; hiçbir minnet borcu tanımayan; birbirini aldatan, kıskanan; birbirleriyle dövüşen bilgisiz, ahlaksız, soysuz kimseler karşısında nefretle irkilmiştir. Swift şunu anlamıştır ki, insanlık bu yolda yürüdükçe kurtuluş umudu yoktur. Ona bu yolun ne kadar yanlış olduğunu, bu yolu değiştirmesi gerektiğini göstermek gerekmektedir.
İşte Swift, Londra'dan bu duygu ve düşüncelerle ayrılmıştır.
Swift'i, İrlanda'da, artık bütün umutları sönmüş, üzgün, yalnız bir adam olarak görüyoruz. Şiddetli baş dönmesi bunalımları geçirmektedir. Biricik avuntusu Stella da ölmüştür (1728). Swift kendisi için biricik kurtuluş yolunun yazı yazmada olduğunu anlıyor. Gulliver'in Gezileri bu dönemin ürünüdür. Öte yandan İrlanda yoksulluk içindedir. İngiltere'de kamuoyunu 'İngilizlerin durmadan emdikleri“ bu talihsiz ülkeye çevirmek için birçok yazı yazıyor. Halkın çektiği sıkıntıları, yoksulluğu, açlıkları hiçbir şeyden çekinmeden, vahşi denecek kadar açık bir biçimde belirtiyor. Swift, artık İrlandalıların gözünde bir kahramandır. O zamana kadar hiç kimse haklarını onun kadar güçlü bir biçimde savunmamıştır. Fakat Swift'in bütün bu yazılarından elde edilen sonuç beslenen umutlar ölçüsünde olmamıştır. Swift de artık yaşlanmış; baş ağrısı ve dönmeleri şiddetlenmiş, ussal yetilerini hemen hemen tümüyle yitirmiştir.
1740 yılında yazdığı mektuplarının birinde şu satırlara rastlıyoruz; “Çok kötü bir gece geçirdim. Bugün de kulaklarım artık bir şey duymuyor. Her yanım ağrıyor. Bir şeyler yazmaya çalışıyorum; yazdıklarımın bir sözcüğünü bile anlamıyorum. Her halde ölümüm yaklaştı; belki pazartesiye kadar yaşarım.”
« 01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 ... 33 »