Ana Sayfa » Cumhuriyet Gazetesi Salı Kitapları » İtalya Hikâyeleri - I : 01
Bu kitabın hazırlanmasında, İtalya Hikâyeleri'nin (Chroniques Italiennes) M.E.B. Fransız Klasikleri dizisinde yayınlanan ilk baskısı temel alınmış ve çeviri dili günümüz Türkçesine uyarlanmıştır.
Hamdi Varoğlu tarafından Fransızca aslından çevrilmiştir.
Yayına hazırlayan: Egemen Berköz
Dizgi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.
Baskı: Çağdaş Matbaacılık Yayıncılık Ltd. Şti.
Eylül 1998
Asıl adı Marie-Henri-Beyle olan Stendhal 1783'te Grenoble'da doğmuş, 1842'de Paris'te ölmüştür. Soyundaki İtalyan ve dofen kanı, kentsoylu bir aileden aldığı sıkı ve kapalı eğitim, gördüğü ideolojik öğrenim onda, gizli ve derin bir duyarlık, düşçü bir zekâ, açık ve aydınlık bir anlayış yeteneği yarattı. Napolyon'un Marengo zaferi sırasında İtalya'da süvari subayı olan Stendhal, kendi deyimiyle “büyük adam olmak için” 1802'den 1805 yılına kadar Paris'te öğrenim görmüş, sonra Marsilya'da bakkallık yapmış, akrabalarının kayırmasıyla, 1806'da yeniden orduya girmişti. Levazım subayı olarak Almanya'da, Avusturya'da dolaştı, Moskova'ya gitti. 1814'te, “büyük adam olmak” emelinden vazgeçti ve güzel sanatlar meraklısı bir adam olarak bir süre Milano'da yaşadı, sonra 1821'de Paris'e dönerek bir yazar ve düşünce adamı yaşamı sürmeye başladı. 1830'da konsolos olarak Trieste'ye giden Stendhal, 1831'de aynı görevle Civitavecchia'da bulunmuş, ölünceye kadar görev yeri olan Roma ile Paris arasında dolaşmıştır. Bu serseri ve dağınık yaşam, ona iş dünyasını tanıtmış, özellikle pek genç yaşından beri incelediği insanlar ve onların tutkuları konusunda zengin bir deneyim kazandırmıştır. Stendhal'in yaşamında, aşk büyük bir yer tutmuş, Angela, Pietragrua, Guilbert, Melanie, Menta, Metilde, Dembowsky gibi kadın adları o yaşamın değişik sahnelerine karışmıştır.
Stendhal, edebiyatta, ilk günden başlayarak romantikleri tuttu. Onun romantizmi, çağdaşlarınınkine benzemez; o, Milanolulardan esinlenmiştir. Stendhal; Hugo'nun, Lamartine'in, Vigny'nin lirizmine katlanamazdı, sevdiği tek şair Beranger idi. Özellikle tiyatroya fazla ilgi gösterirdi; oyunların düzyazıyla yazılmasından yanaydı. Çağdaş tarihten alınma konuların sahnelenmesini isterdi.
Stendhal, açık düşüncelerin doğrudan doğruya anlatılmasından oluşan yalın anlatıma eğilimi olması bakımından klasiktir. Kendi anlatımı biraz çıplak, betimlemesiz, ölçülü uyumlarından kurtulmuş ve çokluk yavan bir anlatımdır. Fakat sinirli ve hareketli olan bu anlatımın, ait olduğu dönemin damgasını taşımadığı ve asla eskimediği de bir gerçektir.
Stendhal, değerini gereğince anlamayan çağdaşlarına yazmaktan çok onu beğenen gelecek kuşaklar için yazmış bir romancı olarak görünüyor. Eserleri “Armance” gibi düello ve aşk yüzünden intihar olaylarıyla; “Kırmızı ve Siyah” gibi aşk kaçamakları, cinayetler, kesilen kafalarla; “Parma Manastırı” gibi zehirlenmeler, hapishaneler, kaçışlar, yasak aşklarla dolu, tutkuyla cinayetin birbirine karıştığı romanlardır. Fakat bu taşkın tutkuları Stendhal, soğukkanlı ve doğru gören bir psikolog olarak betimleyip çözümlemiştir.
« 01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 ... 61 »