Ana Sayfa » Yolculamak » İtalya Hikâyeleri - I : 14


İTALYA HİKÂYELERİ - I

STENDHAL

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 10


Prensin yanında kaç kişi bulunduğunu sordular: “Yirmi otuz kişi” yanıtını verdi.
Adlarını sordular, sekiz on tanesinin orun sahibi insan oldukları için kendisi gibi prensle bir sofrada yemek yediklerini, bunların adlarını bildiğini, fakat serseri yaşamı yaşayan ve prensin yanına yeni gelen ötekiler hakkında özel hiçbir şey bilmediğini söyledi.
On üç kişinin adını saydı, bunların içinde, Liveroto'nun kardeşi de vardı.
Biraz sonra, kentin surları üstüne yerleştirilen top, ateş etmeye başladı. Askerleri, prensin adamlarının kaçmasını önlemek için, bitişik eve girdiler. Nasıl öldüklerini anlattığımız iki kişiyle birlikte aynı tehlikelere göğüs germiş olan prens, çevresindekilere, kendi eliyle yazılmış ve üzerinde belirli bir işaret bulunan bir pusula görünceye kadar dayanmalarını söyledi: sonra, yukarıda adı geçen Anselmo Suardo'ya teslim oldu. Halkın fazla kalabalık olmasından ve yolların barikatlarla kapalı bulunmasından dolayı, verilen emir gereğince kendisini arabaya bindirmek olanağı bulunmadığından, yürümesi kararlaştırıldı.
Prens, Marcello Accoramboni'nin adamlarının ortasında yürüdü. Yanında, subaylar, teğmen Suardo, kentteki öbür komutanlar ve soylular vardı, hepsi de tepeden tırnağa kadar silahlıydı. Arkadan, silahşorlardan ve kentteki askerlerden oluşmuş kalabalık bir topluluk geliyordu. Prens Luigi, koyu renk giysi giymiş, sivri uçlu kaması belinde asılı, harmaniyesini zarif bir biçimde koluna dolamış olduğu halde yürüyordu. Hor gören bir gülümsemeyle:
- Eğer çarpışmış olsaydım! dedi.
Sanki çarpışmış olsaydı kazanacağını anlatmak istiyordu. Senyörlerin karşısına çıkarıldığı zaman, onları hemen selamladı ve Senyör Anselmo'yu göstererek:
- Baylar, dedi, bu soylu kişinin tutsağıyım, bu olayların meydana gelmesi elimde değildi; bundan dolayı pek çok acı çekiyorum.
Komutan, onun belinde asılı, sivri uçlu kamanın alınmasını buyurunca, prens, bir balkona dayandı ve orada bulduğu bir küçük makasla tırmaklarını kesmeye koyuldu.
Evinde kimler bulunduğunu sordular; söyledikleri arasında, yukarıda adı geçen Albay Liveroto ve Kont Montemelino da vardı. Bunlardan birini kurtarmak için on bin kuruş vereceğini, öteki için kendi kanını bile feda edeceğini söyledi. Kendi düzeyinde bir adama yakışacak bir yere oturtulmasını istedi. Bu isteği kabul edilince, adamlarına, teslim olmaları emrini kendi eliyle yazdı, yüzüğünü işaret olarak bastı. Senyör Anselmo'ya, kılıcıyla tüfeğini kendisine armağan ettiğini söyledi, bu silahlar evinde bulunduğu zaman onları, bayağı bir askerin değil, bir soylunun silahı olarak kullanmasını rica etti.
Askerler eve girdiler, her yanını dikkatle araştırdılar; hemen, prensin adamları adlarıyla çağırılarak yoklama yapıldı. Otuz dört kişi oldukları görüldü. Sonra, ikişer ikişer, saray hapisanesine yollandılar. Ölüleri, köpeklere yem olarak bıraktılar, olup biten işleri de hemen Venedik'e bildirdiler.
Prens Luigi'nin olayda suç ortağı olan askerlerinden birçoğunun bulunmadığı görüldü. Bu adamları barındırmak yasak edildi; bu emre karşı gelenlerin evlerinin yıkılacağı, mallarına el konacağı bildirildi; nerede bulunduklarını haber verenlere elli kuruş verilecekti. Böylece, birçoğu ele geçti.
Venedik'ten Candi'ye bir fırkateyn gönderilerek, Senyör Latini Orsini'ye, çok önemli bir iş için hemen dönüp gelmesi emredildi; mevkiini kaybedeceği sanılıyor.
San Etienne günü olan dün sabah, herkes, Prens Luigi'nin ölümünü görmeyi ya da zindanda boğdurulduğu haberini almayı bekliyordu; uzun zaman kafeste durur bir kuş olmadığı için, işin başka biçim aldığını gören herkes şaştı.
«   01   ...    04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   ...    61   »