Ana Sayfa » Yolculamak » Macbeth: 34


MACBETH

WILLIAM SHAKESPEARE

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 51


MACDUFF - Zevkine sınır tanımamak doğanın bir işkencesidir. Bence nice mutlu tahtların zamansız boş kalmasına, nice hükümdarın düşmesine neden olmuştur bu. Ama siz yine de, hakkınızı almaktan çekinmeyin: Zamanı öyle aldatabilirsiniz ki, istediklerinizi bol bol yerine getirir de yine soğuk, tutkusuz gözükebilirsiniz. Sizi isteyerek kendiliğinden gelecek kadınlarımız size yeter de artar bile. Kendilerini sizin gibi bir büyüğe vermeye hazır olanların hepsini yutacak kadar yaman bir akbaba olmanız olanaksızdır.
MALCOLM - Bundan başka, kişiliğime işlemiş kötülükler arasında bir de öyle önü alınmaz bir açgözlülüğüm vardır ki, hükümdar olsam, mallarını mülklerini almak için soyluların boyunlarını vurdururdum; onun mücevherlerine, bunun evine göz koyardım. Ne kadarını ele geçirirsem iştahım o kadar artardı. Öyle ki namuslu ve sadık olanlarla yok yere kavga çıkarır, servetleri için onları yok ederdim.
MACDUFF - Bu açgözlülük bahar şehvetinden daha derine işler, tehlikeli bir kök salar dünyaya; Nice hükümdarımızın başını alan kılıçtır bu tutku. Ama siz yine korkmayın: İskoçya sizi, yalnızca sizin olanla bile istediğiniz gibi doyuracak kadar bolluktur. Başka iyi niteliklerinizle karşılaştırılınca bütün bunlar çekilir.
MALCOLM - Benim hiç yok ki. Hükümdarlara yaraşan nitelikler: Adalet, doğruluk, ölçülülük, denge, cömertlik, kararlılık, acıma, alçakgönüllülük, bağlılık, sabır, cesaret, bende bunların zerresi yoktur. Ama ne kötülük ararsan bol bol vardır. Hatta elimden gelse, dostluğun tatlı sütünü döker, barışı her yerde önler, yeryüzünde birlik diye bir şey bırakmazdım.
MACDUFF - Ah İskoçya, İskoçya!
MALCOLM - Böyle birinin egemen olmaya hakkı var mı söyle; ben, anlattığım gibi bir insanım.
MACDUFF - Egemen olmaya mı, hayır hayır, yaşamaya bile hakkı yoktur. Ah, asası kan içinde bir zorbanın zorla ele geçirdiği zavallı yurdum. Tahtının gerçek sahibi kendi sözleriyle kendini ilençledikten, soyunu lekeledikten sonra, artık senin iyi günlerin kim bilir ne zaman geri gelir! Senin şahane baban evliya gibi bir hükümdardı; seni doğuran kraliçe ayakta olmaktan çok diz üstü duadaydı, her gününü son günü gibi geçirirdi. Hoşça kal! Ben İskoçya'yı, senin kendinde olduğunu söylediğin bu kötülükler yüzünden bıraktım. An gönlüm, ah, umutların sona eriyor işte!
MALCOLM - Macduff, namustan doğan bu soylu coşku yüreğimdeki kara kuşkuları silip attı, senin doğruluğuna ve onuruna beni inandırdı. İblis Macbeth, bu türlü binbir oyunla beni ele geçirmeye çalışmıştı, ama akıllılık edip hemen inanıvermedim ona. Ama Tanrı tanığımız olsun, hemen şu anda senin göstereceğin yola yürürüm. Kendim için söylediklerimi de geri alıyorum. Bende var dediğim bütün eksiklerin, lekelerin kişiliğime yabancı olduklarına ant içiyorum. Henüz kadın nedir bilmedim; sözümü tutmazlık hiç etmedim: Şeytanı bile ele vermek istemem; yaşamak kadar doğru söylemekten de zevk duyarım: ilk yalanım kendim için söylediklerimdi. Şimdi gerçek kimliğimle, senin ve zavallı ülkemin buyruğuna giriyorum. Gerçekten, sen buraya gelmeden önce, yaşlı Siward tepeden tırnağa hazır on bin savaşçıyla oraya gitmek üzere yola çıkıyordu. Artık hep birlikte gideriz. Davamızın doğruluğu kadar, bahtımız da açık olsun. Neden sustun?
MACDUFF - Böyle hem üzen, hem sevindiren şeyleri bir anda uzlaştırmak güç oluyor.
(Bir hekim girer.)
MALCOLM - Neyse, sonra daha fazla görüşürüz. Kral geliyor mu?
HEKİM - Evet efendim, bir alay zavallı hasta toplanmış ondan şifasını bekliyor: Bilimin bütün çabaları boşuna; Tanrı öyle bir kutsallık vermiş ki, hemen iyileşiyorlar.
«   01   ...    24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   »