Ana Sayfa » Yolculamak » Mektuplar : 04


MEKTUPLAR

PLATON

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 76


Bu amaca nasıl erişeceğiz? Bu söylediklerimizi nasıl gerçekleştireceğiz? İyi ettin de, Arkhedemos'u gönderdin. Yanına dönüp yanıtımı verince, belki gene birtakım yeni kuşkular içine düşeceksin. O zaman, akıllı davran da, Arkhedemos'u gene bana gönder; o da yükünü alıp yanına döner. İki üç kez böyle yap, göndereceğim yanıtları da dikkatle incele; bak o zaman şimdiki kuşkuların başka bir yöne yönelmez mi? Öğütlerimi güvenle yerine getir; ne sen bundan daha iyi bir alışveriş yapabilirsin; ne Arkhedemos bundan daha iyisine aracı olabilir; ne de Tanrıların daha hoş karşılayacakları bir alışveriş vardır.
Ama dikkat et; öğretilerim okumamışların eline geçmesin; çoğunlukça, bunlardan daha saçma bir şey olmayacağı gibi, yetkili kimselerin bunlar karşısında duyacakları hayranlık ve coşkunluğun da benzerini bulmak güçtür. Bu öğretiler, uzun yıllar boyunca yinelenerek, birçok kez dinlenerek, ancak büyük çabalarla açıklanabilir; altın da böyle temizlenmiyor mu? Bundan dolayı sana birşey anlatacağım, şaşacaksın: derslerimi dinlemiş birçok kimse var; bunlar işittiklerini anlayıp belleyecek, her şeyi herhangi bir biçimde derinleştirip ölçtükten sonra bir yargıya varacak yetideler; şimdi yaşlanmışlardır; derslerimi dinleyeli de otuz yıl oluyor; işte bu kimseler önceleri inanmadıkları şeylere, şimdi inandıklarını ve bunları çok açık bulduklarını; önce inandıkları şeylere de şimdi artık inanmadıklarını söylüyorlar. İyi düşün; dikkat et, öğretimi çok çirkin olarak yaymış olmaktan ileride pişman olmayasın! En sakınmalı davranış, bir şeyi yazmayıp ezberlemektir; çünkü yazıların, herkesin eline geçmesi önlenemez. İşte bu nedenle ben, bu sorunlar üzerine bir şey yazmadım; Platon'un yazılı bir yapıtı yoktur, olmayacaktır da. Onun olduğu söylenen yapıtlar, Sokrates'in, o güzel gençlik çağındaki Sokrates'in yapıtlarıdır. Hoşçakal; öğütlerimi dinle; bu mektubu defalarca okuduktan sonra yak.
Bu kadarı yeter. Polyksenos'u sana göndermediğime şaşıyorsun. Onunla, Lykophron'la ve düşüp kalktığın daha başka kimselerle ilgili olarak öteden beri edindiğim kanıya göre, sen tartışmada, yaradılıştan olan yetinle, çekişme biçiminle, onların hepsinden üstünsün. Bu adamlar, eleştirilere, kimilerinin sandığı gibi, pek öyle gönülden değil, tersine, istemeye istemeye katlanıyorlar. Bununla birlikte sen onlara bence iyi davrandın; onları yetesiye hoşnut ettin. Artık daha çoğunu söylemeyeceğim; değerleri düşünülecek olursa, çok bile söyledim.
Philistion'a gelince, gerekli görürsen onu istediğin gibi çalıştır; ama olabilirse Speusippos'a ver, ona gönder. Bunu senden Speusippos'un kendisi diliyor; Philistion da, izin verirsen, seve seve Atina'ya geleceğine söz verdi bana. Taş ocaklarında hapsettiğin adamı iyi ettin de çıkardın. Ailesi ve Aristo'nun oğlu Hegesippos konusundaki dileğimi de sanırım bir yük saymayacaksın; çünkü mektubunda, bunların hiçbirine haksızlık edilmesine izin vermeyeceğini yazıyordun. Lysikleides'e gelince, doğrusu, ilişkilerimizi olduğu gibi gösteren yalnızca o var; aramızda geçenler konusunda hep iyi şeyler, hep iyi sözler söylüyor.
ÜÇÜNCÜ MEKTUP
Platon'dan Dionysios'a.
Neşeler,
Böyle demekle en iyi selam biçimini bulmuş mu oluyorum, yoksa gene her zamanki gibi, dostlarıma yazdığım mektuplarda kullandığım o alışılmış biçimi koruyarak “İyilikler” demek daha mı iyi olacak? Tanrı sözcüsüne danışmaya gelenler, senin, Delphoi'daki Tanrı'yı “Neşeler!” diye selamladığını ve şunu yazdığını söylüyorlar:
“Neşeler, ey Tanrı! Tyrannos'un o sevinçli yaşamını sürekli kıl!”
Ben, Tanrılar şöyle dursun, bir insanın bile böyle selamlanmasını doğru bulmam. Bir Tanrı'nın böyle selamlanmasını doğru bulmam; çünkü Tanrılık hazdan, acıdan uzaktır; dileğim Tanrı'nın özüne aykırı olur. Bir insanın böyle selamlanmasını doğru bulmam; çünkü hazla acı çoğu zaman zararlıdırlar; ruhta
«   01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   ...    28   »