Ana Sayfa » Yolculamak » Mozart Prag Yolunda : 07


MOZART PRAG YOLUNDA

EDUARD MÖRIKE

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 30


İnsan, başka türlü davranmanın onun elinde olmadığı ve bizim anladığımız biçimde herkese uygun ve bugünkünden tümüyle başka bir yaşam biçimine zorlanması durumunda, bu harika varlığın tehlikeye düşürüleceği kanısına yer vermek zorunda kalıyordu.
Bununla birlikte karısı, işlerin dışardan gelecek bir etkiyle yine iyiliğe doğru çevrilebilmesi umudunu elden bırakmıyordu; nitekim bunun özellikle, ekonomik durumlarında köklü bir düzelmeyle olabileceğine inanıyordu ki bu kocasının durmadan artan ünü karşısında artık pek gecikemezdi. Konstanze, onun bu yönden, bazan uzaktan uzağa, bazan da pek yakından duyumsadığı baskı bir hafiflese diye düşünüyordu; böylece gücünün ve zamanının hemen yarısını yalnızca para kazanmak uğrunda harcamak zorunluluğundan kurtulup kendini asıl işine tümüyle verebilecekti ve sonunda artık peşinden koşmayacağı için oransız derecede rahat bir vicdanla korkmayarak tadacağı zevk yaşamı da onun vücut ve ruhu için yeniden yararlı hale gelecek ve işte o zaman bütün durumu hemen hafifleyecek, daha doğal, daha dingin olacaktı. Hatta bu durumda onun Viyana'ya olan aşırı bağlılığı da yenilebilecekti. Böylece Konstanze, bir kez nasılsa, kendilerine hiç de yarar getirmediği inancına vardığı bu kentten başka bir yere taşınmanın bile mümkün olacağını düşünüyordu.
Bayan Mozart, bu düşüncelerinin ve isteklerinin gerçekleşmesine doğru ilk yardımı, şimdi yaptıkları yolculuğun temel nedeni olan yeni operanın başarı kazanmasından beklemişti.
Besteleme işi yarıyı bir hayli aşmış bulunuyordu. Bu olağanüstü yapıtın oluşumuna tanık oldukları için onun niteliği ve yapacağı etki üzerine bir düşünce edinmiş olması gereken sırdaşlar ve bu konuda yorumda bulunma yetkisine sahip dostlar her yerde bu yapıttan söz ederek, bizzat rakiplerin de birçoğunu susturacak bir biçimde ağızbirliği yapmışlardı. Don Juan'ın yarım yıl bile geçmeden bir ucundan öbürüne Almanya'nın bütün müzik dünyasını sarsarak şaşkına çevireceğini ve onu bir atılışta zaptedeceğini söylüyorlardı. Buna karşılık müziğin o günkü durumunu göz önüne alarak kesin ve çabuk bir başarıyı pek ummayan başka kişilerden gelen dost sözleriyse daha sakınmalı, daha çekingen olmuştu. Nitekim bu adamların sağlam temelleri olan kuşkularına üstat da gizliden gizliye katılmaktaydı.
Kadınların hep kendi duygularına uyarak bir kez candan karar verdikten ve buna ek olarak da ayrıca son derece haklı bir dileğin büyüsüne kapıldıktan sonra artık şuradan buradan gelecek duraksar düşüncelere erkeklerden daha az pabuç bıraktıkları bir gerçektir. İşte böyle, Konstanze de yürekten inancına tüm gücüyle bağlı kalmış ve tam da şimdi, arabada giderlerken, bu inancını savunmak için yeni bir fırsat ele geçirmişti. Bu savunmasını, kendi şen ve parlak biçemiyle bir kat daha akıcı bir biçimde yapmaya koyuldu, zira Mozart'ın keyfi, daha önceki, aslında hiçbir sonuca bağlanamayan ve bu yüzden de pek doyurucu olmaksızın son bulan konuşma sırasında bir hayli kaçmıştı. Konstanze kocasına hemen hemen hep aynı kalan bir şakraklıkla uzun boylu anlatıyor: Praglı yapımcıyla partitür (12) için kararlaştırdıkları satış ücreti olan yüz dükayı (13) eve döndükten sonra en gerekli şeylere ve benzeri şeylere nasıl harcamayı düşündüğünü ve böylece parasının düzenlediği yeni program sayesinde, gelecek kış süresince ilkyaza kadar nasıl yeteceğini umduğunu bir bir sıralıyordu.
“Senin Bay Bondini operadan kendine de pay ayıracak, inan bana! Eğer o, senin hep övdüğünün yarısı kadar onurlu bir adamsa, tiyatroların bu ana yazı için birbiri arkasından ödeyecekleri paradan sana da dolgunca bir yüzde bırakır; eğer o bunu yapmazsa, gene Tanrı'ya şükür, bizim için görünürde daha başka umutlar da yok değil, hem de bin kat daha sağlamından! Aklıma bin türlü şey geliyor.”
“Çıkar baklayı ağzından!”
“Geçenlerde bir kuş bana haber getirdi, Prusya Kralı bir orkestra şefi arıyormuş.”
“Oo!”
«   01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   16   17   ...    39   »