Ana Sayfa » Yolculamak » New York'u Nasıl Sevdi? : 14


NEW YORK'U NASIL SEVDİ?

O. HENRY

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 113


Burun buruna verip konuştuktan ve kuru elma varilinin çevresine dizildikten sonra:
- Baylar, dünyada, hile ve dolabın buradan daha az girmiş olduğu bir yer bulunacağını hiç sanmıyorum. Bütün kadınların cüretli ve uygun, bütün erkeklerin namuslu ve becerikli oldukları bu yörede yaşam bir cennettir. Burası bana Goldstein'ın (1) “Bırakılmış Köy” adındaki yazısını anımsatıyor.

I'll fares the land, to hastening ills a prey:
What art can drive its chorms away;
The judge rode slowly down the lane mother;
For I'm to bethe queen of May.

Dükkân sahibi:
- Hakkınız var Mister Peters, genel tanıya (1) oranla toplum yaşamı köyümüzdeki kadar doyumlu (2) olan bir yer yoktur. Fakat Rufe Tatum'la tanışmadınız galiba, dedi. Köyün polisi:
- Ne münasebet; nereden nereye diye söze karıştı. Rufe, mırdar ağacında (3), asılmaktan kurtulan en amansız hayduttur. Bak şimdi aklıma geldi. Onu önceki gün özgür bırakmam gerekti, Yance Goodloe'yi öldürmekten aldığı otuz günü doldurdu. Ama bir iki gün ek Rufe'a vız gelir, dedi.
- Hadi canım, köyünüzde de böyle kötü birinin bulunabileceğine inanmam doğrusu, diye yanıtladım.
Dükkân sahibi:
- O bir şey değil, dedi. Daha kötü bir yanı var; domuz çalıyor.
Bu Mister Tatum'u arayıp bulayım, diye düşündüm. Özgür bırakıldıktan bir iki gün sonra kendisiyle tanışarak köyün dışına çağırdım. Bir kütüğe oturup iş üzerine konuştuk. Bir perdelik bir iki dolap çevirmek niyetindeydim. Doğal olarak, bir taşralı rolü oynayacak bir ortağa gerek vardı. R. Tatum bana bu rol için yaratılmış gibi geldi. Filmde, Eliza'nın batmasına engel olan Fairbanks nasıl o rol için yaratılmışsa, R. Tatum da bana, tasarladığım o köylü rolü için dünyaya gelmiş gibi geldi. Vücut olarak baş altında güreşenler kadardı. Gözleri mavimsiydi. Şöminenin üzerinde duran ve Harriet halanın çocukken oynadığı küçük çini köpeğin bakışlarını andırıyordu. Saçları Roma'da Vakıfhan'daki (1) denk atıcısı (2) yontusunun saçları gibi azıcık dalgalı olup renkleri salonlarda soba delikleri üzerine asılan günbatımı resimlerini andırıyordu; “Grand Canyon”da da günbatımı, altında “Amerikalı bir sanatçı tarafından yapılmıştır” yazısı bulunan tablonun rengindeydi. Evet, Tatum katıksız, tam bir köylüydü. Vodvildeki tek kanatlı pantolon askısı ve kulaklarına kadar geçirilmiş bir şapkayla -yani yapmacık- bir köylü giyimiyle bile görseniz, gerçekten köylü olduğunu hemen sezerdiniz. Amacımı anlattım. Onu önerimi hemen kabule hazır buldum.
- Adam öldürme gibi hafif suçunu bir yana bırakalım, asıl karmanyolacılık alanında önerdiğim işe uygun olduğunu kanıtlamaya yarar ne yaptığını söyle bakalım, dedim.
Güneylilere has şivesiyle ağzını yayarak:
- Ne…? İşitmedin mi? Blue Ridge'de, bir domuz yavrusunu, benim gibi, görülmeden, işitilmeden, yakalanmadan aşıracak beyaz, kara tek bir insan yoktur. İster gece, ister gündüz olsun, yavruyu kümes demem, bahçe ve balkon demem, çayır koru demem, nereden olsa “gık” dedirtmeden kaldırırım. Bütün iş tutuş, taşıyış biçimindedir. Bir gün, domuz hırsızları arasında dünya şampiyonu olarak tanınacağımı umuyorum.
- İnsanın az çok bir tutkusu olması çok güzel. Mount Nebo'da domuz hırsızlığı uygun düşebilir. Fakat dış dünyada “Bay State Gas” şirketi gibi önemsiz bir şirketin pay senetleriyle oynamak türünden pek kaba bir iş sayılır. Ama işe uygunluğunu kanıtlamak bakımından yeter, ortak olabiliriz. Bende nakit para bin dolar var. Senin o avanak taşralı görünüşünle, para piyasasının saygınlığı yüksek binliklerinden birkaç pay senedi daha edinebiliriz.
Rufe'u kuyruğuma takarak Mount Nebo'dan ayrıldım. Vadiye indik. Yolda yeni ortağıma tasarladığım dolapları, oynayacağı rolü öğretiyordum. Florida kıyılarında iki ay keyif çatmıştım. Artık yeniden çalışmaya başlamak için sabırsızlanıyordum. O kadar çok yeni marifetim vardı ki, torba yetmiyor, çuvala gerek oluyordu. Amacım Middle West'e (1) bir baca biçiminde dalıp 9 mil genişliğinde bir yol açmaktı. Fakat Lexington'a varınca Binkley Kardeşler Sirki'ne rastladık. Ortalık çarıklı kurmaylarla dolmuştu.
«   01   ...    04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   ...    54   »