Ana Sayfa » Yolculamak » Pazartesi Öyküleri - II : 06
- Hepsini şaraba verdim, dedim ya; diye bağırıyordu. Kadın, yanıt vermeksizin, bütün dargınlığı, bütün sinirliliğiyle adama kıskıvrak yapışıyor, onu tartaklıyor, üstünü başını arıyor, ceplerini karıştırıyordu. Bir süre sonra, paranın yere düşüp yuvarlandığını, kadının da bir başarı kahkahasıyla, ufaklığın üzerine atıldığını işitiyordum.
- Ah, işte gördün mü?
Sonra bir sövgü, arkasından da bir sürü pat küt… Artık sarhoş, öcünü alıyordu. Bir kez dayak atmaya başladı mı, bir türlü sonunu getiremiyordu. O pis kenar mahalle şarabında ne kadar kötülük, kırıp dökücülük varsa, hepsi beynine sıçrıyor ve ortaya çıkmak istiyordu. Kadın, çığlığı basıyor, karanlık odanın son eşyası da paramparça oluyor, uykularından sıçrayarak uyanan çocuklar korkudan ağlıyorlardı. Pasajda pencereler açılıyor ve herkes birbirine:
- Yine Arthur'un marifeti! diyordu.
Kimi zaman kayınbaba, komşu pansiyonda oturan yaşlı bir paçavracı, kızının yardımına geliyordu. Ancak Arthur, iş güç sırasında rahatsız edilmemek için, kapıyı kilitliyordu. O zaman, arada kapı, kayınbabayla damat, korkunç bir ağız dalaşına girişiyorlardı. Neler duymuyorduk!
Yaşlı adam:
- İki yıl hapiste yatmaktan aklın başına gelmedi mi, haydut? diye bağırıyordu. Sarhoş da yüksekten atarak:
- İki yıl hapiste yatmışsam, ne olmuş? diyordu. Ben, hiç olmazsa, topluma borcumu ödedim… Sen de borcunu ödemeye bak!..
Onca bu işin de sözü mü olurdu, sanki. Evet, çalmıştı. Onlar da kendisini hapse atmışlardı. Artık fit olmuşlardı… Ama yaşlı adam bu konuda yine pek dırdır ederse, Arthur artık dayanamayarak kapıyı açıyor, kayınbabanın, kaynananın, komşuların üzerine çullanıyor ve kukla oyunundaki Pulcinella gibi, herkesi dayaktan kırıp geçiriyordu.
Ama yine kötü bir adam değildi. Çoğunlukla pazarları, bu azgınlıkların ertesi günü, meyhaneye gidecek parası kalmayan sarhoş, artık yatışmış, bütün gününü evde geçiriyordu. Odalardan iskemleler çıkarılıyordu. Madam Weber, Madam Mathieu, bütün pansiyon halkı balkona yerleşiyor ve söyleşiye başlıyordu. Arthur'daki inceliği görmeyin! Akşam derslerine giden o örnek işçilerden biri sanırsınız. Konuşurken sesine öyle bir tatlılık, öyle bir hoşluk veriyordu ki, sormayın. İşçilerin haklarıyla, anamalcıların baskılarıyla ilgili şuradan buradan toplanmış düşünce kırıntılarıyla söyleve başlıyordu. Geceleyin yediği dayakla yumuşayan zavallı karısı, kendisine hayran hayran bakakalıyordu. Hem hayran kalan, yalnızca o değildi. Madam Weber de içini çekerek:
- Ah şu Arthur, eğer istese! diye mırıldanıyordu. Sonunda kadınlar, Arthur'a şarkı söyletiyorlardı… O da M. de Bélanger'nin Kırlangıçlar'ını okuyordu. Ah, yapmacık hıçkırıklarla dolu o boğazdan gelme ses, o aptal işçi duyarlığı!… Katranlı kâğıttan çürümüş sundurmanın altında asılı paçavralarla iplerin arasından bir parçacık mavi gökyüzü görülüyor ve kendilerine göre ülküye susamış bütün bu ayaktakımı, yaşlı gözlerini yukarıya kaldırıyordu.
Bütün bunlar Arthur'u bir dahaki cumartesiye haftalığını yiyip karısını dövmekten alıkoymuyordu. Hem sonra bu izbede, haftalıklarını yiyip karılarını dövmek için babalarının yaşına gelmeyi bekleyen bir sürü küçük Arthur da vardı.. Dünyayı bu sürü yönetecek ha!.. Öyle olacaksa, pasajdaki komşularımın dediği gibi, “nâlet olsun!”
ÜÇ UYARI
Eğer Thiers Baba bize verdiği zılgıtın bir işe yaradığını sanıyorsa, Paris halkını tanımıyor demektir. Bu böyle değilse, bana Bélisaire, şu elimdekine de rende demesinler! Bakın, Mösyö, istedikleri kadar bizi yığın yığın kurşuna dizsinler, sürgüne göndersinler, ülke dışına atsınlar, Satory'den alıp Cayenne'e yollasınlar, dubalara sardalya gibi sıralasınlar, Parisli devrime bayılır ve hiçbir şey onu bu zevkten yoksun edemez. Can çıkar, huy çıkmaz. Ne yaparsınız? Asıl hoşumuza giden şey, politikanın gürültü patırtısıdır: işliklerin kapanması, toplanmalar, başıboş dolaşmalar, sonra ne olduğunu benim de bilmediğim bir şeyler.
Bunu iyi anlamak için, benim gibi, Orillon Sokağı'nda, bir marangoz işliğinde doğmuş olmak, sekiz yaşından on beş yaşına dek çıraklık etmek, içi talaş dolu çekçek arabasıyla kenar mahallede taban
« 01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 ... 36 »