Ana Sayfa » Yolculamak » Penguenler Adası - I : 12
Bunu öğrendiğimde duyduğum üzüntü ve şaşkınlık hâlâ geçmedi. Cennet bahçelerini dolaşırken topluluğumdan bir tek Hıristiyan göremiyorum. Çünkü kutsal ekmeğin korumasından yoksun olarak kolayca günaha kapıldılar ve tümü de cehenneme gittiler. Tavernacı Barjas'ın da orada olduğunu bilmekle avunuyorum. Bütün bu olanlarda yalnızca Efendimizin anlayabileceği bir mantık var. Ama benim talihsiz örneğim, ayin yöntemlerinin niyetten daha önemli olduğunu gösteriyor. Sizlere saygıyla soruyorum: Sonsuz Efendimiz buna bir çare bulamaz mı?“
“Hayır” dedi Tanrı, “Çünkü çaresi hastalıktan daha da beter. Eğer kurtuluş yolunda niyet, yöntemden daha önemli olsaydı, dinlerin sonu gelirdi.”
“Ama Efendimiz” diye içini çekti Probus, “İnancı yöntemle değerlendirdiğinizde, tanrısal adaletiniz büyük engellerle karşılaşıyor.”
“Bunu senden daha iyi biliyorum” dedi Tanrı. “Bir bakışımla, zor olan bugünün sorunları yanısıra, daha da zorlaşacak olan geleceğin sorunlarını görebiliyorum. Örneğin, Güneş Dünya'nın çevresinde iki yüz kırk kez döndükten sonra…”
“Ah! Bu ne ulu düzen” diye haykırdı melekler ve azizler.
“Bu lafın gelişi” dedi Tanrı. “Başka türlüsünü söyleyen çıkmadıkça eski kozmoloji kavramlarını kullanacağım…”
“Dediğim gibi, güneş iki yüz kırk kez döndükten sonra Roma'da Latince bilen tek bir papaz kalmayacak. Kiliselerde ilahiler okunurken Aziz Orichel, Roguel ve Totichel'in adları söylenecek; bildiğiniz gibi bunlar melek değil şeytandırlar. Bir sürü hırsız, günah çıkarmak isteyecek, ama çaldıklarının bir kısmını kiliseye bağışlamaktan kaçındıkları için, gezici papazlara gidecekler; bunlar da İtalyanca veya Latince bilmediklerinden köylerinde öğrendikleri dilden ve bir şişe şarap karşılığında günahları bağışlatacaklar. Bunları pek dert etmiyoruz, çünkü yönteme uygun olmadığından birçoğu geçersiz olacaktır. Ama bilgisiz papazların Latincenin kafasını gözünü yararak yaptıkları vaftizler başımızı ağrıtacağa benziyor. Her neyse, biz Penguenlere dönelim.”
“Tanrısal sözlerinizle zaten dönmüş olduk, efendimiz” dedi Aziz Gal. “Din kurallarında yöntemin niyetten daha önemli olduğunu, bir ayin biçimine uygun yapılmışsa geçerli olacağını anladık. Şimdi soru Penguenlerin yönteme uygun olarak vaftiz edilip edilmediğidir. Oysa bu sorunun yanıtı tartışma götürmeyecek kadar açık.”
Azizler ve bilginler bu sözleri onayladılar, ama sıkıntıları daha azalmadı. Aziz Corneille söz aldı:
“Hıristiyanlık sanı Penguenlere pek uygun düşmüyor. Şimdi bu kuşlar ruhlarının kurtuluşu derdine düşecekler. Nasıl başaracaklar bunu? Kuşların görenekleri kilisenin buyruklarına tam uygun değildir; Penguenlerin göreneklerini değiştirmeleri için bir nedenleri de yok.
“Göreneklerini değiştiremezler” dedi Tanrı; “Bu konuda buyruklarım çok açık.”
“Öte yandan” diye sürdürdü Aziz Corneille, “Vaftiz sonucu artık eylemleri iyi veya kötü, sevap veya günah olarak değerlendirilecektir.”
“Evet” dedi Tanrı, “Sorun buradan kaynaklanıyor.”
“Ancak tek bir çözüm görebiliyorum” dedi Aziz Augustin. “Penguenler cehennemlik olacaklar.”
“Fakat ruhları yok” diye atıldı Aziz İrenee.
“Kuşkusuz” dedi Aziz Gal. “Görüyorum ki çömezim Mael din aşkıyla biraz fazla ivedi davranıp efendimize büyük bir dinbilim sorunu çıkarmış oluyor.”
“Şaşkın ihtiyar” diye söylendi Alsace Emini.
Fakat Tanrı bakışlarıyla Alsace Emini'ni ayıplayıp şöyle dedi:
“Aziz Mael sizler gibi şanslı değil, beni görmüyor. Kötürüm, yarı sağır ve yarı kör bir yaşlı adam. Ona karşı fazla haşinsiniz. Ama ortada bir sorun olduğu kesin.”
“Çok şükür bu geçici bir sorun” dedi Aziz Irenee. “Penguenler vaftiz edildi ama yumurtaları değil. Yapılan yanlış bir kuşak sonra bitecektir.”
“Böyle konuşmayın, oğlum Irenee” dedi Tanrı. “Hekimler dünya üzerindeki yanlışlarını böyle örtebiliyorlar. Ama benim kurallarım hiçbir kuraldışılığı kabul etmez. Vaftiz edilen bu Penguenlerin ne olacağını, hiçbir tanrısal yasayı çiğnemeden ve On Emir'in dışına çıkmadan kararlaştırmalıyız.”
“Efendimiz” dedi Aziz Gregoire, “Onlara ölümsüz ruh verin.”
« 01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 ... 44 »