Ana Sayfa » Yolculamak » Penguenler Adası - I : 17
Belki eteklik, örttüğü kalçaya daha sentetik ve genel bir özellik verip onu daha da mı soyutlaştırıyor, bilemem; ama şimdi ona sarılmış olsaydım insanlığın tüm şehvetini avuçlarımda duyumsayabilirdim sanıyorum. Örtünme kadınlara nasıl da dayanılmaz bir çekicilik veriyor. Doğrusu duygularımı daha fazla denetim altında tutamayacağım.“
Magis, bunu dedikten sonra, üzerindeki cüppeyi fırlatıp ilerleyen konvoyun arkasından koşmaya başladı. Önüne çıkan Penguenleri iteleyip ayakları altında ezerek kendine yol açtı ve Alcalı kıza ulaştı. Pembe giysili kızı yakaladı ve yüzlerce iştahlı gözün önünde kucağına alıp bir mağaranın içinde gözden yitti.
Penguenler bir anda sanki güneşin karardığını sandılar. O zaman Aziz Mael şeytanın Keşiş Magis kılığına girerek onu aldattığını ve Alcalı kızların örtünmesini sağladığını anladı. Tüm vücudu ve ruhu derin bir üzüntüyle sarsıldı. Güçlükle adım atarak kulübesine yürürken, sokaklarda altı-yedi yaşlarındaki küçük Penguenlerin yosun yapraklarından etekler yapıp giyerek dolaştıklarını gördü. Bu küçükler de kumsalda dolaşırken, erkeklerin gelip gelmediğini görebilmek için arkalarına bakıyorlardı.
Aziz Mael Alcalı kıza giydirilen ilk örtünün Penguenlerin ahlakına yarar yerine zarar getirdiğini görmekten büyük üzüntü duydu. Yine de tansık adasının yerlilerini giydirme çabasından vazgeçmedi. Onları kıyıda toplayıp Yvern keşişlerinin getirdiği giysileri dağıttı. Erkek Penguenlere kısa ceket ve pantolon, dişilere ayak bileklerine kadar uzanan etekler verdi. Ama bu giysiler ilk defakinden farklı bir etki yarattılar. Hem zevksiz ve kaba dikilmiş oldukları, hem de tüm kadınlar giydikleri için, artık dikkati çekmiyorlardı. Kadınlar mutfakta yemek pişirdikleri veya tarlada çalıştıklarından, zamanla üstleri yağlı ve çamurlu, kir pas içinde gezer oldular. Erkekler onları daha çok işe sürmeye başladığı için de pek yük hayvanından farkları kalmadı. Kadınlar artık gönül işlerinden ve fırtınalı duygulardan anlamaz oldular. Ahlakları saftı. Aile içi ilişki onlar için günah değildi. Örneğin bir delikanlı sarhoş kafayla kendi annesinin ya da babasının yatağına girse de, ertesi gün bunu aklına bile getirmiyordu.
Buzulları arasında ve kayalıklarında bir kuş topluluğu yaşayan adanın, o eski kıraç görüntüsü artık değişmişti. Tepesindeki karların erimesiyle giderek alçalmış olan dağın tepesinden bakıldığında, sonsuz bir sisle örtülü Armorique kıyıları ve kum adacıklarının doğaüstü bir görüntü verdiği okyanus görünüyordu.
Kıyılar artık incir yaprağını andıran daha geniş düzlüklerden oluşmuştu. Kısa süre içinde bir bitki örtüsü gelişti; tadı ekşi olan ve hayvanların sevdiği bir ot türünün yanısıra, söğüt, incir ve meşe ağaçları boy gösterdi. Bu dönemle ilgili bilgileri Saygıdeğer Bèdeve öbür güvenilir yazarlardan alıyoruz.
Kuzeyde kıyı derin bir haliç oluşturmuştu ve burası daha sonraları dünyanın en büyük limanı olacaktı. Doğuda köpüklü deniz dalgalarının yaladığı kayalıkların gerisinde kıraç ve kokulu bir toprak yayılmıştı. Burası Gölgeler Kıyısı diye biliniyor ve ada yerlileri, yılanların ve ölü ruhların dolaştığına inandıkları bu bölgeye adım atmıyorlardı. Güneyde, Dalgıç Körfezi denen ve suları ılık olan kıyının hemen dibinde asma bahçeleri ve ormanlar başlıyordu. Bu bereketli kıyıda Aziz Mael ahşap bir kilise kurdu. Sonunda, Batıda Clange ve Surelle adında iki ırmak, sırasıyla Dalles ve Dombes vadilerini suluyorlardı.
Mutlu Mael, bir güz sabahı, işte bu Clange vadisinde, yanında Bulloch adında bir Yvern keşişiyle birlikte gezintiye çıkmıştı. Karşıdaki yoldan bir öbek Penguenin ellerinde tırmık ve taşlarla geçtiğini gördüler. Bu arada bağırış ve haykırışlar vadide yankılanıp dingin gökyüzüne yükseliyordu.
Aziz adam Bulloch'a döndü:
“Oğlum, üzüntüyle görüyorum ki, insana dönüştüklerinden beri, bu adanın yerlileri daha sağgörüsüz oldular. Kuş oldukları dönemde yalnızca çiftleşme mevsiminde dalaşırlardı. Şimdi her gün kavga ediyorlar, yaz kış demeden bela arıyorlar. Ah, buzlar üstünde bir öbek Penguenin, sanki uygar bir devletin parlamentosunda gibi, o soylu görüntüsünü öyle özlüyorum ki!
Bak, oğlum Bullock, Surelle Vadisi tarafında da bir düzine erkek Penguen birbirlerinin kafasını gözünü yarmakla uğraşıyor. Oysa bu enerjiyle toprağı kazmaları daha iyi olurdu. Dişiler erkeklerden daha acımasız, tırnaklarıyla düşmanlarının gözünü oyuyorlar. Heyhat! Oğlum Bulloch, sence niye kavga ediyorlar acaba?”
Bulloch şöyle yanıt verdi:
« 01 ... 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 ... 44 »