Ana Sayfa » Yolculamak » Penguenler Adası - I : 28
karnından gömlekli, saçları bukleli ve el ele tutuşmuş çocuklar çıktı. Bunlar, ejderhanın yediği Küçük Elo ve öteki çocuklardı.
Çocuklar hemen bakire Pembekız'ın ayaklarına kapandılar, kadın onları kucaklarken kulaklarına şöyle fısıldıyordu:
“Şimdi köylerinize vardığınızda şöyle deyin: 'Bizler ejderhanın yuttuğu zavallı çocuklarız, onun karnından sırtımızda gömlekle çıktık.' Köylüler size ne dilerseniz fazlasıyla vereceklerdir. Ama başka türlü konuşursanız, size güler ve kıçınıza tekme atarlar. Haydi bakalım!”
Ejderhanın karnının yarıldığını gören birçok Penguen, kimi öfke ve öç alma isteğiyle, kimi de ejderhanın kafatasının içinde olduğu söylenen drakonit adındaki sihirli taşı alabilmek amacıyla ileri fırladılar. Anneler de dirilen çocuklarına sarılmak için koşuyorlardı. Fakat Aziz Mael onları durdurdu, çünkü henüz ölmemiş bir ejderhaya yaklaşabilecek kadar masum değillerdi.
Az sonra küçük Elo ve öbür beş çocuk halkın yanına gelip şöyle dediler:
“Bizler ejderhanın yuttuğu zavallı çocuklarız, onun karnından sırtımızda gömlekle çıktık.”
Bu sözleri duyan herkes onları kucaklarken şöyle diyorlardı:
“Kutsal çocuklar, size her dilediğinizi fazlasıyla vereceğiz.”
Coşku içindeki halk ilahiler söyleyerek dağıldı.
Tanrı'nın halkı böyle bir afetten kurtardığı bu günün anısına köylerde her yıl törenler düzenlenir oldu; bu törenlerde zincirli bir ejderha maketi gezdirilirdi.
Kendisine söz verilen haracı alan Kraken zamanla Penguenlerin en zengin ve güçlüsü oldu. Zaferinin işareti olarak ve halka ufak da olsa bir korku vermek için başında bir ejderha başlığıyla yaşadı. Halka şöyle diyordu:
“Canavar öldü, şimdi ejderha benim.”
Pembekız yıllarca cömert kollarını sığırtmaç ve çobanların boynundan eksik etmedi. Güzelliği geçip gittikten sonra, kendini Tanrı'ya adadı.
Tüm halkın saygısını kazanmıştı, öldükten sonra azizelik katına erişti ve Penguenistan'ın koruyucu azizesi oldu.
Kraken geriye bir erkek çocuk bıraktı, babası gibi başında ejderha başlığıyla dolaştığı için ona Draco lakabı verildi. Draco Penguenistan'da ilk krallık hanedanını kurdu.
ÜÇÜNCÜ KİTAP
ORTAÇAĞ VE RÖNESANS
I - DİNDAR BRIAN VE KRALİÇE GLAMORGANE
Kraken'in oğlu Draco'nun soyundan gelen Alca krallarının kafalarında taşıdıkları ejderha başlığı halkta korku, saygı ve sevgi uyandırmaya yetiyordu. Bu krallar sürekli olarak ya derebeyleri, ya prensler yahut da kendi kullarıyla savaş içindeydiler.
Bu kralların en eskilerinin yalnızca adları kaldı. Bu adları nasıl söyleyeceğimizi bile bilemiyoruz. Tarihte bilinen en eski Draconide kralı, avcılıkta ve savaşta kurnazlığı ve cesaretiyle tanınan Dindar Brian'dır.
İnançlı bir hıristiyan olan Brian yazını sever, manastır yaşamı süren insanları korurdu. Dumandan kirlenmiş tavan kirişlerinde kafatasları asılı sarayında verdiği şölenlerde, Alca ve öbür adalardan gelen arp çalgıcılarına kendisi de sesiyle eşlik eder, yiğitlerin destanlarını okurdu. Adil ve bağışlayıcıydı ama ün sarhoşuydu, kendinden daha iyi şarkı söyleyen birçok kişiyi ölüme göndermişti.
Yvern Manastırı keşişleri Brötanya'da egemen olan paganlar tarafından kovulunca, Brian keşişleri kendi ülkesine çağırdı ve sarayının yakınlarında onlara ahşap bir manastır yaptırdı. Her sabah, eşi Kraliçe Glamorgane ile manastıra gider, dinsel törene katılır ve ilahiler okurdu.
Bu keşişler arasında bilgisi ve erdemleriyle öne çıkan Oddoul adında genç biri vardı. Onu kıskanan Şeytan birçok kez baştan çıkarmayı denedi. Değişik biçimlere dönüşerek kâh bir savaş atı, kâh genç bir kız veya bir kadeh şarap oldu. Bir keresinde ona boynuz içinde kumar zarlarının şakırtısını dinletip şöyle dedi:
“Benimle, saçının bir teline karşı bu dünyanın zenginlikleri için oynar mısın?”
« 01 ... 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 ... 44 »